Yunan adalarında tatil kendi topraklarımızdakinden misliyle daha ucuz.

Paramız pul, Bulgarlar bakkal alışverişi için gün içinde girip çıkıyor.

Et ve süt ürünleri ile birlikte her türlü gıdaya erişim çılgınca pahalı bize, bizde.

Kiralar konusu akla mantığa sığmaz durumda.

Kirli parasını bastıran vatandaşlık alabiliyor.

Zengini daha zengin, fakiri sersefil ediyor kahpe düzen.

Azıcık namusu olanın bildiği gibi, Türkiye’de enflasyon yok, nitelikli soygun var.

Başkalarının hak ve hukukuna -hesabını vermeyeceğine imanla (!)- fütursuzca tecavüz eden ama el üstünde tutulan elitler (!) uzaydan gelmedi.

Din'i dinsizlerin, millî kimliği de soysuzların mezesi seviyesine düşüren haramzade esnaflar (ahiler kastedilmiyor) bu topraklarda türedi.

Süt, maya, insan, halk -geri döndürülemez biçimde- bozuldu.

Her gün iç içe yaşadığımız tiplerin her an hiç umulmadık nasıl eylemlerle neye evrileceklerini kestirmek ne mümkün!

Türk nerde, Müslüman kim?

Kangren olan kola ne yapılır?

*

Öfkemiz burnumuzdan ateş olup fışkırsa da insanlığını korumayı başaranlarla oturup soluklanalım biraz.

Mevlânâ ne demektedir erenler?

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi...

Her gün bir yere konmak ne güzel.

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.

Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa, düne ait...

Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım.”

*

Nakilci zihniyet bulanıktır, donuktur, ruhsuzdur, cansızdır.

Ezberci ve şuursuzdur, hareketsizdir, akmaz, kir tutar, mikroplanır.

Konmaz, yerleşir ama kökleri yere değmez, gövdesi arzdan arşa yükselmez, dalları göğe uzanmaz.

Dünün cevaplarını bu günün sorularına taşımaya yeltenir nakilci lâkin dehlizlere zincirlenen akıl için böyle bir hayat ölümden beterdir.

Ateizm işte bu hastalıklı anlayışın yürürlükte tutulması yüzünden çürük îtikadî zemini delik deşik edebiliyor.

Dindar değil imansız bir gençlik yetiştiriyor iblisin davetlerine şehvetle icabet eden müsaitler.

Kalem işe yaramıyor, gönül kırık kanatlı ve ıslak bir serçe sadece.

Çare ise kılıç şakırtısından başka bir şey değil.

Kalem/gönül/kılıç sacayağını bilmeyenler buradan bir kaos çıkartmaya çalışabilir.

Bilmemek ayıp değil, ihanettir, öne çıksınlar!

*

DÜNYA NİÇİN DÖNÜYOR?

Dönüyor çünkü vakit tamam olmadı.

Kum saati henüz bitişi göstermiyor.

Ancak o büyük savaş kaçınılmaz.

Amik Ovası'nda kocaman kent vardı, artık yok.

Kıyamet öncesi savaşın meydanı orası.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic geçen gün konuştu:

“-Muhtemel büyük bir savaşa 3-4 ay kaldı. Tren istasyondan ayrıldı ve artık kimse onu durduramaz.

-Savaşı durdurmaya çalışan kimse yok. Gerçek bir felakete yaklaşıyoruz.

-1, 2, 5, 10 veya 15 milyon insanı kaybetmeye kim hazır?”

*

CRISPR, chemtrails, Aşı, plandemi, karbon vergisi, iklim krizi, kahrettin foça, Roma 2.0’ın kültür turizm bakanı vs İblisin âdemoğluna yedirdiği yeni elmalardır.

Hiç zaman kalmadı, hiç.

O düğme nerdeyse vazifeliler acilen basmalı, atlılar muktedir konuma geçmeli.

“Normal” diye bir şey yok.

Büyük sıfırlamayı ya biz yapacağız ya da sıfırlanacağız.

Sıfırdan başlamak dışında seçenek yok hafız.

Cennet, iblise kandığın için kovulduğu Yüce Kattaki Vahdet hâli, buradan çıkamamak ise cehennem.

Sıfırın ihtişamını bozan ve çokluktan tekliğe gidişin önünü tıkayanlarla olmaz, anla.

Önce yoldaş, sonra yol.

Bu yoldaşlarla olmaz.