Her şeyin bitmesi demek mi ölüm?
Her şeyin bitmesi demek mi ölüm?
Can ten kafesinden çıktığında varlığı sona mı erer insanın?
Hayır elbette.
Var'lık vehminden kurtulur ama.
Eldeki verilere göre gelmiş geçmiş beşer sürümlerinin hepsi mutlak yokluktan korkmuş ancak sonsuz bir yokluğa dönüşmesi ihtimalinden ürktükleri ölüme savaş açsalar da ne açıklama getirebilmiş ne de çare bulabilmiş.
Sadece "anlayanlar" yahut anlar gibi hissedenler huzura erebilmiş.
Kendinden geçenler!
*
Ölümcül hastalığın son evresindeki birinin zenginleşme sevdasına son verememesi normal midir?
İşte denize düşenin yılana sarılmasını görün onda.
"Var'lı'ğ'ın'a" tutunduğunu sanıyor yani.
Bu ikiliğe düşmektir, tevhidden ayrı düşmektir.
Herkes ölümcül hasta oysa.
Handaki geçici konaklamanın sırrına eremeden hanı satın almaya çalışıyoruz umutsuzca.
*
Umudumuzu bilinçli taksir ile çekiyor birileri.
Hatta ağır olası kast!
Veya eğip bükmeden haykıralım:
İnsana kast ediyor yine insan.
Dinci, cumağatçı, tarikatçı, siyasetçi gibi kisvelere bürünen şirk ehli vebalde sınır tanımıyor.
*
Umudundan başka bir şeyi olmayanın elinden onun da alınması, sonra arkasından "şöyleydi, böyleymiş" diye konuşulması çirkinliğin daha da çirkin fotoğrafı olarak ödüllere aday.
Daha yolun yarısı duruyorken hem de.
*
Şakîk-i Belhî ile İbrahim bin Edhem bir gönül sohbetinde iken Şakîk-i Belhî sormuş:
“Geçim hususunda ne yaparsınız?”
İbrahim bin Edhem:
“Bulunca şükreder, bulamayınca sabrederiz!”
Şakîk-i Belhî:
“Bunu, Horasan’ın köpekleri de yapar!” İbrahim bin Edhem:
“Ya siz ne yaparsınız?”
Şakîk-i Belhî:
“Bulursak şükredip dağıtır, bulamadığımızda yine şükredip sabrederiz.”
Hakk dostlarının birbirlerini irşad edişlerini anlamaya çalışalım.
*
Törede vatan vardır ve onunla dünya arasında anlamlı bir ilişki de mevcuttur lâkin dünya dağıtma ve sabretme yeridir sadece.
Aslolan niyettir erenler.
Her niyetimizi gözden geçirelim.
Ayrılma vakti geldiğinde "son bir sigara içelim" demenin faydası yok.
*
Sanki daldan dala konarak konuşuyor gibiyim, değil mi?
Özetle diyorum ki:
Ümidinizi üzenleri uzak tutun vatandan.
Daha yolun yarısında imişcesine taze Bismillah çekin her nefeste.
Ne bir şeye ne de kimseye bağlanın, sizi arkanızdan çeken, yoldan alıkoyan gram yükünüz olmasın sırtınızda.
Ha yürek mi, onun yükü eksik olmaz.
Dik durun, dik yürüyün, mahzunlar hariç dik konuşun ve ayakta ölün.
Geride iziniz kalsın ama isminiz değil.
Bu yolda ölün ve böylece kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan yiğitlerden olarak yaşayın.
Çünkü daha yolun yarısı var.