Burada daha çok yerel sorunlarla meşgul oluyor, dilimin döndüğünce etik kuralları çerçevesinde talep ve düzeltmelerimizi duyuruyorum. Hatırı sayılır bir zamandan sonra dönüp bakıyorum ki değişen pek bir şey yok. Hatta olumsuzluklar katlanarak artmış durumda. Bu olumsuzlukların bu ara katlanarak devam eden en babası maden belası.
Geçen hafta yazımıza konu olan doğa talanının detaylarına bir an önce geçmek istiyorum. Şimdi geçtiğimiz aylarda kurban bayramı öncesinde çocukluğumun geçtiği yer olan Yeni Sayaca Mahallesinde ki camide askıya çıkan bir ilan dikkatimizi çekti. Bu neyin nesidir diye bakarken karşımıza bir maden çıktı. Bentonit adlı bu maden sıkça kedi kumu olarak telaffuz edilse de ilaç sanayi vs. alanlarda da kullanılmaktaymış. İyi, hoş kullanılsın da bizim caminin duvarında ne işi var? Cami duvarıyla alakalı atasözleri, özlü sözler mevcut tabi, konumuz o değil ama geri dönelim. Bu ilanda Yeni Sayaca Mahallesi ve Çatallı Mahallesini kapsayan devasa bir alanda yapılması planlanan maden ocaklarından bahsediyor. Buraya kadar her şey normal, en azından kağıt üzerinde öyle görünüyor. Satır arasına saklanan bir detayla işin rengi değişiyor. Valilik inisiyatifinde “ÇED raporuna gerek yoktur” ibaresi kafaları karıştırıyor.
Hoppala ne oldu şimdi?
Konuyu biraz özetleyeyim, durumun ciddiyetini görelim. Bu maden arama kapsamında toprağın yüz metre altına kadar girilmesi gerekebilir. Bu işlem yapıldıktan sonra çevreye herhangi bir etkisinin olup olmaması durumunu değerlendirmeye gerek yok diyorlar. Arkadaşlar Allah aşkına bizim yaşadığımız yer Karadeniz, hava az hızlı çiselese bir yerler uçuyor. Hafif meyilli harman ve yol kenarlarına pey duvarlar yapılmasa olduğu gibi araziler yer değiştiriyor. Beyler diyor ki yüz metreye varan çukurlar yapılacak ancak bunun etkisini araştırmayın, merak etmeyin uçmaz demeye getiriyorlar. Yol sorunu ciddi bir problem olan coğrafyada yaşıyoruz. Bu arkadaşlar demiş ki bu madeni karayolu aracılığıyla Fatsa-Ünye tarafına götüreceğiz, yüzlerce kamyon burayı kullanacak ama herhangi bir şey olmayacak öyle mi? Bir de tozuma sorunu var ki dillere destan. Arıcılığın en fazla yapıldığı köylerden birinde sen böyle bir toz tabakası kaldıracaksın ve bundan doğa etkilenmeyecek öyle mi? Onlar diyor ki etkisini değerlendirmeye gerek yok, ilginç(!) Ha bu arada bu yazımı okuyan kıymetli Altınordu sakinleri, içme sularının ve akarsuların ana damarları bu bahsettiğimiz proje alanından sizlere doğru gelmekte. Yüz metreye varan bir derinlikte sizce bu kaynaklar etkilenmez mi? Onlar etkisini değerlendirmeye gerek yok diyorlar.
Ben Sayacalı, geliyorum!
Yukarıda dedim ya Kurban bayramı diye, abi biz camiden çıktık bayramlaşmadan önce aldık üst yazılı kağıtlarımızı başladık imza atmaya. Ama öyle böyle değil, o atıyor, bu atıyor, aman Allahım herkes imza atıyor. Neyse bunları derledik toparladık ilgili il müdürlüğüne verdik. Ardından Ordu Çevre Derneğiyle beraber bir bilinçlenme ve hukuk mücadelesine başladık. Köylüler olarak bir sahip çıktık olaya mahalle toplantıları, sunumlar, eylemler, sloganlar. Köyün her tarafına pankartlar, bilinç seviyesi o kadar yükseldi herkes TEDES gibi yabancı plaka görünce teyakkuza geçiyor. Velhasıl kelam gün geldi çattı mahkemenin kararı doğrultusunda bir keşif heyeti atandı. Keşif günü geldiğinde kadın, erkek, genç, yaşlı herkes oradaydı. Bilimin ve bilim insanlarının değerlendirme ve tetkikleri sonucunda oluşan raporda en başta bahsettiğimiz “ÇED raporuna gerek yoktur” ifadesinin yetersiz olduğu ayan beyan ortaya çıktı. Bundan sonra ki süreçte de o kadar profesyonel bir takip var ki, köyün her bir ferdi olayı hukuk açısından irdeleyerek anlamaya çalışıyor. Bizim açımızdan işin özeti biz çetin ceviziz, kendimizi yedirmeyiz…
Her yerde aynı manzara
Takip ettiğimiz kadarıyla Ordu il sınırları içerisinde bu manzara hemen hemen çoğu aynı şekilde göze çarpıyor. Perşembe, Fatsa, Mesudiye, Gölköy… Bilimin ve imkanların bu kadar geliştiği elektrikli otomobillerden, insansız hava araçlarına kadar yaptığımız bir çağda bu mağara zihniyetiyle, acele acele “ÇED” olmadan, sağlam temeli olmadan nereye gidiyorsunuz arkadaşlar? Bu işin taliplisi olanların acelesi ney? Devletin Ordu’da temsilcisi olan Valilik kurumu neden bizi bu kadar çetrefilli yollardan hak aramak zorunda bırakıyor? 2 saatlik keşif heyeti incelemesiyle anlaşılacak bir durumu kaç kez sahaya gelip bakarak bu kadar net yargılara vardılar? Bakın bu yazı çok akıcı ilerlerken birden soru işaretleri artmaya başladı, bu hayra alamet değil.
Bugünlük bitiriyorum, maden çalışmalarıyla alakalı her an, her köyden çıkabiliriz, rahat olmayın… Devamı gelecek...