Devletin tüm yetkilerini elinde tutma, kullanma iktidar olmanın karşılığıdır. Hükümran olmak, yetkileri sınırsızca kullanmak, kural tanımamak despot güç olmaktır. İnsanlık tarihi ne despot iktidar sahipleri görmüştür. Her şeyi kullanmak, her şeye hakim olmak, en güçlü olmak, tek başına zirvede buyurgan olmak, müthiş bir şeydir. En kaba ve göz karartan ihtiras, iktidar hırsızdır. Kuralsız güç iktidar, sonuçta sahibini bozar, zehirler.

Herkes bilir ki, iktidar yozlaştırır, mutlak iktidar, mutlaka yozlaştırır. İktidar sonuçta kaçınılmaz olarak servet ve fitneye dönüşür. Egemenliği kullananın , nefesinin, hırsının acımasızca kullanıldığı coğrafyalar da; din ahlak, hak, hukuk yoktur. Kısacası insanlık yoktur. 

O ilimlerde her yer ve zamanda korkuya dayalı saygı görüntüleri olur o ne iğrenç bir haldir.
İnsan asla nefsinin şehrinden emin olamaz. İktidar öyle Çekici bir şeydir ki, Sahabeler bile cazibesinden kurtulamamışlardır. Peygamber Efendimiz’den bir süre sonra, Haşimler ve beni Ümeyye oğulları, iki tarafta Kureyştendir, asabiyet, egemenlik, Asabiyet egemenlik kavgasına girmişler, binlerce Müslüman hayatını kaybetmiştir. Sahabeler nasıl birbirleriyle savaşa biliyorlar? Sorusuna Necip Fazıl şu cevabı vermiştir: “Bu halin izahı, en ulvi kademelerde bile insan oğlunun beşeriyet vasfından, nefis ve şeytanın aldatmasından kurtulamayacağını ihtar eden ilahi bir işarettir.

”Müslüman bir ülkede, gücü iktidarı temsil edenlere karşı kesinlikle “ Allahın rızası”nı “ Muktedirlerin rızası”na tercih esastır. Bu noktadan her türlü bedeller ödemeyi göze almakta gereklidir. Bir başka sorun da iktidar sahipleri, çıkar grupları tarafından kuşatılması, etki alanına çekmeye çalışılmaktadır. Lenin’in meşhur sözüydü: “artık iktidardayız ve Rusya’nın bütün alçakları bizimle beraber.“ mülk ve iktidar, adalet üzerine kurulmadığı sürece orada güzellik, huzur yoktur. 

Ahlak ve hukuk, siyasetten ve egemenden üstün değilse sorınlar büyür gider. Siyasi çevrelerde İhtiraslar, hırslar gemlenemezse sonuçta akıllar durum dumura uğrar. Güçlü insan kimdir ki, kendi kendine yenebilen, kendine hükmedilen insandır. Milli irade kavramı bile toplumu despotizme sürükleyebilir. Bu nasıl olabilir? Toplum, aydınlar, siyasiler, hukukun milli iradeden bile üstün olduğunu benimsememiş iseler sonuç bu olur“ beşerin böyle dalaletleri var putunu kendi yapar kendi tapar.“ demiş Tevfik Fikret. 

Şu bir gerçektir ki, yönetmeyi bilmeyen toplumlar itaat eder. Despot muktedirler, toplumun itaat etmesi, sessizliği için her yolu denerler. Portekiz’i 30 yıl tek başına yöneten Salazar şöyle demişti: “ben ülkeme 30 yıl 3F ile yönettim. Futbol, Fieasta ve Fado.” Fieasta , toplumun elendiği, festival tipi etkinlikler. Fado ise gitar ile seslendirilen acılı parçalar. Dünyanın en değerli ülkesinde yaşayan Türk milleti adalet ahlak, çoğulculuk, özgürlük, hukuk, eşitlik, liyakat gibi kavramların üzerinde oturmalıdır.