Dünya nüfusu 8 milyara doğru gidiyor. Araştırmalara göre; bu nüfusun %23’ünün evi yok. %63’ü üç öğün yemek yiyebiliyor. %15’i yetersiz besleniyor. %88’inin içme suyu var. Dünya nüfusunun %75’inin cep telefonu yok%30 unun internet erişimi bulunuyor %7’si üniversite eğitimi almış. %8’i 65 yaş üstünde.
Anlaşılıyor ki, eviniz varsa, temiz suya erişebiliyorsanız, üç öğün yemek yiyebiliyorsanız, cep telefonuna sahipsiniz, internet erişiminiz varsa dünya nüfusunun seçkin üst düzey kategorisinde yer almaktasınız. Nimetlerimizin farkına varalım.
Hayatımızın her anını güzel yaşayalım. Gereksiz şikayetlerde bulunmayalım. Ailemize arkadaşlarımıza önemseyin, değerlerini bilelim. Ne kadar çok nimetler içindeyiz değil mi? Yeterince şükrediyor muyuz?
İKİ DÜNYANIN İLACI
“Eğer iki dünya diler isen, ilacı iyiliktir, yapar isen. Eğer iyilik bulmak diler isen özür, yürü iyilik yap, bırak gerisini sözün. Aklın güzelliği diline, dilin güzelliği sözle, kişinin güzelliği yüzle, yüzünün güzelliği göz ile olur.“ Yusuf Has Hacip-Kutadgu Bilig
İSLAM DÜNYAYI AYDINLATIYORDU
İslam uygarlığı, 800-1200 arasında dünyaya bilimde öncülük yapmış, insanlığı aydınlatmıştır.
Bu dönemde İslam, bilim, felsefe ve akılcılık ile birlikte anılmıştır. 10. yüzyılda İspanya’da Müslüman hükümdar ll. Hakem’in kütüphanesinde 400 bin cilt elyazması kitabı vardı. Çağdaşı bir Avrupa Kralı’nın kütüphanesinde ise ancak 900 kitap bulunmaktaydı.
Türk bilim adamlarının, İslam uygarlığı içindeki yeri ise çok önemliydi. Türk bilim tarihi, yeterince araştırılmamış, kitaplara yansıtmamıştır. Bu durum Türklerin kılıç ehli olduğu, kalem ehli olmadığı gibi yanlış bir anlayış doğurmuştur.
Bazı çevrelerde bu yargıyı kasıtlı olarak kuvvetlendirmeye çaba göstermişlerdir. net olarak ifade edelim ki, Türk bilim adamlarından el Harezmi, Uluğ Bey, Ali kuşçu, Abdülhamit İbn Türk, Farabi, İbn-i Sina, Biruni gibi isimler dünya çapındadır. “Türkler kılıç ehli, kalem ehli değil“ anlayışını yerle bir etmişlerdir. Tac Mahal’i yaptıran, yapanların Türk olması başka bir anıt örnektir.
TÜRKLERİN GÜCÜ
15. yüzyılda Dünya siyasetinin merkezleri; İstanbul, Tebriz, Delhi ve Kahire’ydi. Bu şehirler, Türk devletlerinin merkezleriydi. Kahire’deki Memluk Devleti’nin asıl adı;“ Ed devletü Turkkiye“ idi bütün bu devletlerimizin yönetiminde Türkçe konuşulurdu. Bir zamanlar dünyanın zemberiğini Türkler kurardı.