Evet bir hengameyi daha geride bıraktık. Normalde seçimlerin kazananının toplum olması gerekiyor. Kazanan tarafa göre de o partiye veya adaya destek veren insanların bu mutluluğunun devam etmesi gerekiyor. Peki bu mutluluğun sebebi nedir? Bu kadar çılgınca eğlenceler, en yakın arkadaşlarıyla dostluk bitirmeye varan tartışmaların sebebi ney? Kazanan adayları anlarım, sonucunda makamları değişiyor, sosyal statüleriyle beraber pek çok şeyleri değişiyor. Ama seçmende ki bu fırtınalı zaferin sebebine bir türlü anlam veremiyorum. Sanki seçme ve seçilme hakkına bu dönem erişmiş, sonucu sürprizlerle dolu bir sürece girdi. Hayır arkadaşım bir önceki seçimden farklı hiçbir şey olmadı.

İnsanlar biraz eleştirel yaklaşsa bu süreçlere inanın bu kadar hoyratça seçimler yaşanmaz. Hoyratça demem de ki kastı yine lokal bir örnekle açıklamak istiyorum. Belediye başkanının görevleri arasında tarımsal ürünlerin satış politikaları ile alakalı bir madde veya sorumluluk olduğunu sanmıyorum. Bizim BB Başkanımız M. Hilmi Güler bir ihracat firması üzerinden sürekli vaatler ve mahkeme süreçlerinden bahsetti durdu. Üreticinin lehinde bir sürü açıklamalar yaptı, fiyatlardan doğan mağduriyeti çözmeye uğraştığı minvalli açıklamalar yaptı. Bu sorunların çözülmesinin en çok isteyenlerden biri de benim ancak bu iş böyle olmaz. Bu memlekette bu kadar milletvekilini biz neden seçtik? Eğer bu iş bir belediye başkanıyla oluyorsa bu kadar vekilin varlığının ne gereği var? Şimdi bakın şuraya geleceğim, günden güne kan kaybeden hasta tansiyonu gibi fındık fiyatlarını görüyoruz. Tarihin en yüksek fiyatı olan 127.50 lirayı gördükten sonra bunca uğraşla beraber daha yukarıya veya sabit kalması gerekirken yerel seçimlerin akabinde 10 lira birden düşmesi insanların aklına farklı şeyler getiriyor. Yerel seçimlerin sadece bir seçim değil de ekonominin önünde bir baraj mı olduğu sorusu aklımızı ciddi mana da kurcalıyor.

Yine kıyından köşesinden başlıca kanayan yaramız olan doğa talanları da aklımızdan çıkmıyor. Seçimin akabinde biri tamamlanmış, biri de yeni başlamış iki adet ÇED duyurusu daha görmek bizleri endişelendirdi. Yine seçim öncesinde TV programlarına konuk olan Belediye Başkan Adayları çevreci sortiler atmak için bizleri şovmen, kendilerini de bu işini kurtarıcısı olarak göstermişlerdi. Ancak görüyoruz ve duyuyoruz ki bu işlerde de değişen bir şey yok. Yine yerel seçimlerin aslında madencilik faaliyetlerinde de baraj olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor.

Seçimlerden sonra da dikkatimi çeken bir diğer konu da devir teslim törenleri oldu. Törenlerde bir sıkıntı yok medeni insanların yapması gerektiği şekilde sonuçlandı. Ancak bu kadar güzel iletişimi olan insanların seçimden önce neden bunu kullanmadıkları aklımı kurcalıyor? Seçimlerin baraj etkisini insanların duyguları ve talepleri noktasında kullanılması burada da mı devreye girdi? Kafama yatan, gerçekten iyi olduğuna emin olduğum şeyleri tabi ki takdir ederim. Ancak ekseriyetle buradan bolca irdeleyip, yanlış yapılan şeylerin takipçisi olmaya çalışacağım. Son olarak şunu söylemek istiyorum, kimsenin barajında su olmayın ki çağlama inisiyatifiniz başkalarının iki dudağının arasında olmasın.