Orta Asya´dan Türklüğün genleri kaybolmadan günümüze kadar geldi. Türklerin Orta Asya´daki yaşam tarzlarının sonucunda ortaya çıkan yaylalara göç etme geleneğinin sürdürüldüğü Ordu´da besiciler, küçükbaş hayvanlarını yaylalara götürüyor.
Geçmişten bu yana hayvancılıkla uğraşan Türkler, havalar ısınınca yünlü derisi ve yağlı vücudu sebebiyle küçükbaş hayvanlarının sıcaklardan bunalması ve alçak kesimlerde otlakların azalması yüzünden günümüzde yayla olarak adlandırılan "yaylak"lara göç ediyor. Yaklaşık 5-6 ay kaldıkları yaylalarda hayvanlardan geçimlerini sağlamak için süt, peynir, yağ, yün gibi ürünler elde edip sonbaharda havaların soğumasıyla düşük rakımlı kışlaklara iniyorlar. Binlerce yıl öncesinde başlayan bu geleneğin izleri birebir Ordu´da da devam ediyor.
Ordu´da hayvancılık açısından önemli olan ve ´yaz göçü´ olarak tabir edilen yayla yolculuğu başladı. Havaların ısınmasıyla birlikte ahırlarda ve kapalı alanlarda beslenen küçükbaş hayvanlar yaylaların yolunu tutmaya başladı.
Besiciler, sürüleriyle yürüyerek günde ortalama 30-60 kilometre yol kat ediyorlar. Bu yolculuk esnasında, tehlikeli anlar yaşanırken zaman zaman trafikte durma noktasına geliyor. Kalabalık ve uzun sürüler çobanlar ve çoban köpekleri tarafından en az tehlikeyle yolculuğu tamamlamaya çalışıyor.
Ordulu besicilerden Yunus Sıldır ise Altınordu ilçesinden yayla yolculuğuna başladıklarını belirterek yaklaşık bir haftadır yayla göçlerinin devam ettiğini ve 3-4 gün içinde Çambaşı Yaylası´na ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.
Yayla göçünün çileli geçtiğini ve havanın sürekli değiştiğini ifade eden Sıldır, "Bir gün aşırı sıcak altında yolculuğumuzu sürdürürken bazı günler ise yağmur altında göç ediyoruz. Bizi en çok araç trafiği zorluyor. Bu nedenle yolculuğumuzun süresi uzayabiliyor." dedi.
Sıldır, yaylada yaklaşık 6 ay kalmayı ve ekim ayında dönmeyi planladıklarını anlatarak "İşimiz çok zor ama işimizi de çok seviyoruz. Halimizden şikayetçi değiliz." diye konuştu.
Editör: TE Bilisim