Soğuk savaş dönemi sona erdikten sonra, Batı’nın yeni hedefi İslam dünyasıdır. Resmi ifadeler ile artı esas çatışma alanına dönüşmüşlerdir, yeni Bol cevizim İslam alemidir, Haçlı Seferleri’ni Tekrar başlatmışlardır. Bu çerçevede Türkiye hedef ilkesidir. Artık NATO anlamanı yitirmiş, Türkiye’nin ABD ile stratejik ortaklığı tarihe karışmıştır. ABD, günümüzde açık biçimde Türkiye’ye karşı terör örgütlerini her türlü destekliyor. ABD, PKK/YPG için NATO standartlarında tahribi zor silah depoları inşa ediyor. Para, silah ve eğitim desteği yapıyor. Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de bir Kürt devleti biçimlendirmeye çalışıyor. PKK, Avrupa’nın her ülkesinde faaliyet gösteriyor. Yunanistan örgütün transit geçiş yeridir. Fransa’da Başkan Macron, PKK liderlerini Saray’da ağırlıyor. Fransa, YPG’nin yeraltı türlerine inşa ediyor. Örgütün önde gelen isimleri Belçika’da yaşıyor. NATO üyesi olması için yardım ettiğimiz İsveç bile, örgüte yataklık yapıyor, yaptığımız operasyonlara karşı çıkıyordu. Putin dahi, Suriye’de YPG ile çalışmaya devam edeceklerini söylemişti. Ayrıca PKK’yı bir terör örgütü olarak da kabul etmiyordu. Batı‘yı bir tarafa bırakalım. Suriye bile ülkelerinden çekilmemizi istiyor. Irak dahi PKK’yı terör örgütü görmüyor. Görmeye karar verse de ABD’den onay alamazlar. İsrail, bölgede iyi ilişkiler içinde bulunabileceği bir Kürt devletinde, ABD ile birlikte uygun buluyor. Özellikle ABD ve batı dünyası, BOP ile bölgemize kan ateş ve gözyaşına boğmaya başladıktan sonra meydana gelen gelişmeler, Türkiye’nin yalnız ve hedef ülke olduğunu gösterdi. ABD, Türkiye’yi olta ucuna balık gibi görmek, kendi güdümünde tutmak, inisiyatif kullandırmamak, bölgedeki çıkarlarının bekçiliğini yapmak istemektedir. Türkiye’nin tarihsel . Biz büyük devlet olmak zorundayız. Sözü uzatmanın anlamı yoktur. Bizim de esas rakibimiz, ABD, AB ve İsrail’dir. PKK’nın bize asla gücü yetmez. Türkiye, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de terör yapılanmasına, devletine asla izin vermez. Pençe-Kilit Harekatı , bu yapılanmayı önlemek içindir. Ayrıca örgütün Türkiye topraklarından eylem yapmasını önlemektir. Türkiye’de her Siyasal kesim bilmelidir ki, Suriye ve Irak’ta varlığımız olmaz ise terör ülkemizde taban bulur ve yoğunlaşır. Türkiye, kendi gücünün farkına varmalıdır. Bizim ulusal çıkarlarımız ve bölgesel güç haline gelmemiz, ABD, AB ve İsrail’in çıkarlarına aykırıdır. Dünyanın başka güçleri, gücümüzü ve kapasitemizi sınırlamaya çalışmaktadırlar. Türkiye, Atlantik ve Avrasya arasında sıkışırken, yöneticilerimiz büyük düşünmelidir. Kimseye göbekten bağımlı değiliz. Öncelikle milli bütünlüğümüzü sağlam tutmalıyız. Kutuplaşmalardan, iç çelişmelerden süratle çıkmalıyız. İç cepheyi sağlamlaştırmamalıyız. Milli birliğini sağlamış Türk milletine ve Devletine kimselerin gücü yetmez. Ekonomik durum, cari açık, dış borçlanmanın ortaya koyduğu kırılganlıklar Ülkem için ciddi zafiyetler yaratabilir. Bu durumu derhal aşmalıyız. Orta gelir grubundan, yüksek gelir grubuna hızla geçmeliyiz. Yeni sanayi devrimini, teknolojik gelişmeyi kaçırmamalıyız. Yerli ve milli silah gücümüzü daha da artırmalıyız. Şehitlerimizi yüreklerimize gömdük. Peygamber Efendimize komşu gönderdik. Ruhları şad olsun. El ipiyle artık kuyulara inmekten vazgeçelim. Başkalarının izini takip etmek iradesizliğini gösterenler, başkalarına uşaklık yapar, başkalarının hedeflerine hizmet ederler. Biz etken oluruz, edilgen olmayız. Tüm Dünya mazlumları ve tarihi bizi çağırıyor.