Ordu Ülkü Ocakları Eğitim Ve Kültür Vakfı 3 Mayıs 1944 tarihinde içlerinde Alparslan Türkeş, Hüseyin Nihal Atsız, Nejdet Sançar, Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan, Hüseyin Namık Orkun gibi alanında uzman akademisyenlerin yargılandığı Türkçülük Turancılık davasının yıl dönümünde düzenledikleri program ile 3 Mayıs Türkçülük gününün manasını yaşattı. Programın ilk aşamasında gündüz tahıl pazarı mevkiinde gösterime sunulan temsili Orhun Yazıtları ve 3 Mayıs anı defteri ile başlangıcı yaptı. Ardından akşam saat 18:30´da gerçekleştirilen, teşkilat mensuplarının katılımı ile adeta bir şahlanış ve yeniden uyanışı temsil eden 3 Mayıs gençlik yürüyüşü 19 Eylül İlköğretim okulunun önünden devam edip il ocak binası önünde ki Ülkücü yemini ile sonlandırıldı. Akabinde Ordu Ülkü Ocakları Şehit Tufan Turan Konferans salonunda ki programa geçildi. Programın içeriği katılanlarda duygu seli yarattı. Türkçülük Turancılık davasında ismi geçen insanlarına biyografileri teşkilat mensuplarınca seslendirilip sinevizyon ile gösterime sunuldu. Daha sonrasında yine sinevizyon gösterimi 3 Mayıs 1944 sürecinin detaylarının anlatılmasıyla devam etti. Günün anlam önemine binaen açıklamayı İl Başkanı Bahri Arslan yaptı. Arslan´ın açıklaması şu şekilde: ?3 Mayıs bizim için sadece tarih sayfalarına not düşülecek bir mahkeme tarihi değildir. Bizim bu inandığımız değerlerin yol göstericisi olan Başbuğumuz Alparslan Türkeş ve Gök Bilgemiz Hüseyin Nihal Atsız beyin dönemin şartlarında devlet ve millet bekasına tehdit olarak gördüğü bazı noktaları zulüm iktidarlarının dayatmasıyla kabul etmemesi üzere binlerce yıllık Türk tarihinin ve şuurunun verdiği asil duruşla yanlışa yanlış demişlerdir. O dönemde komünizm ve etnik terör zemin bulmaya ve milletin ana damarları olan gençliğe nüfuz etmeye başlamıştı. Bu topraklar için canları pahasına mücadele edip Türklüğü ve Türk Milliyetçiliğini bayrak haline getiren ceddine bir vefasıdır aslında o insanların gösterdikleri asil tavır. Bizlerin de şuanda ne yolu, ne de varacağı kutlu hedef değişmemiştir. Türklük önündeki setleri ve Türk Milletine kasteden düşmanları gözümüz görüyor. Bizler de bu engeller ve etnik pespayeler karşısında 3 Mayıslarda Türkeş´ler, Atsız´lar gibi dimdik duracağız. Türk milletinin umudu ve yegâne varisi olan gençlerimize bu etnik terör mikrobunu bulaştırmayacağız. Ve her zaman inandığımız ve o minvalde çalıştığımız sözü tekrar dile getirmek istiyorum. Her şey Türk için, Türk´e göre, Türk tarafından. Kanımızın son damlasına kadar atalar yadigârı mevziimiz olan Ülkü Ocaklarında mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. Sözlerimi Nejdet Sançar´ın mahkeme salonunda ki son beyanı ile bitirmek istiyorum; Türk ırkı sağolsun!?