Ordu Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Esra Yancar Demir, şiddetin olmadığı ortamda sağlık hizmet vermek istediklerini söyledi. 14 Mart Tıp Haftası Ordu´da bugün Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Ordu Tabip Odası´nın yapacakları 100. yıl etkinleri ile kutlanacak. Tören 12:30´da Atatürk Anıtına çelenk konulması ile başlaya-cak. Ordu Üniversitesi Morfo-loji Konferans Salonu´nda 15:30´da devam edecek prog-ram 17: 00´de sağlık kurumları arası futbol turnuvası ile sona erecek. 14 Mart Tıp Haftası dolayısıyla Ordu Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Esra Yancar Demir, SES Ordu Şube Başkanı Ferit Ceylan, Türk Sağlık Sen Ordu Şube Başkanı Fatih Galender Zengin tarafından basın açıklaması yapıldı. Ordu Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Esra Yancar Demir, ?hekimlik, büyük bir fedakârlıkla icra edilen, özveri, sabır ve tahammül gerektiren en kutsal mesleklerden biridir. Bu nedenle tarihin her döneminde önemini ve toplum içindeki saygınlığını muhafaza etmiştir. Ülkemizde, tıp mesleğini ve geleneklerini yaşatan, yaşamı boyunca öğrenmeyi ilke edinerek, ülkesine ve insanlığa hizmet amacını taşıyan, tıp biliminin ilerlemesi için çaba sarf eden hekimler ve sağlık çalışanlarımız; insanların hem beden hem de mental olarak sağlıklı, dolayısıyla daha mutlu bir yaşam sürmesi için özveriyle çalışmaktadır. Maalesef son yıllarda olumsuz durumlarla daha sıklıkla karşılaşıyor olsak da biz hekimler, halkımızın her dönemde en güvendiği, değer ve destek verdiği, minnet, şükran ama her şeyden önemlisi saygı duyduğu kişiler olduğumuz inancımızdan asla vazgeçmek istemiyoruz. İnsan sağlığının korunması, mevcut sağlık sorunlarının giderilmesi sadece sağlık çalışanlarının değil tüm insanlığın ve tüm toplumun en önemli hedefi olmalıdır. Bunun için de sağlık çalışanlarının çalışma koşulları, mesleki doyum ve refahının ve en önemlisi güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki ancak mesleki olarak mutlu, huzurlu ve kendini güvende hisseden bir çalışan mesleğinde verimli ve başarılı olabilir? dedi. SES Ordu Şube Başkanı Ferit Ceylan, Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP)´nin sağlık alanında birçok yeni soruna yol açtığını belirterek, ?SDP, kamu hastanelerinin yapısını değiştirmeyi, onları ?idari ve mali özerkliğe sahip? biçimde yapılandırarak rekabete açık sağlık işletmeleri haline getirmeyi amaçlıyordu. 2004 yılında Sağlık Bakanlığı hastanelerinde ?performansa dayalı ek ödeme sistemi?ne geçilmesiyle başlayan bu sürece, Kasım 2011´de çıkartılan bir KHK ile Sağlık Bakanlığı teşkilat yapısında köklü bir değişikliğe gidilerek devam edildi. Kaynakların ?etkili ve verimli? kullanılacağı iddiasıyla getirilen, ayrı tüzel kişiliğe sahip ve idari yönden özerk olan Kamu Hastane Birlikleri yapılanması, 6 yıl dolmadan, Ağustos 2017´de başka bir KHK ile kaldırılırken SDP´nin bu alandaki başarısızlığı da belgelenmiş oldu. Sağlık alanında ciddi bir tahribata yol açan, eğitim, araştırma, kamu sağlığı gibi öncelikleri geri plana düşürüp ?verimlilik ve kârlılık? söylemleri ile ticari bir anlayışı hâkim kılan SDP, çalışanların haklarının da baskılanmasını getirdi. Sağlık çalışanları açısından, sürekli hastalarla ve hastalıklarla ilgileniyor olmak, bir anlamda onlarla yaşamak fiziksel ve psikososyal çeşitli sorunların ortaya çıkmasına yol açıyor. Sağlık çalışanları olarak, 2014 yılından bu yana talep ettiğimiz ?fiili hizmet süresi zammı? ve tüm çalışları için "ek göstergenin 3600 "olması için yasal bir düzenleme acilen yapılmalıdır? dedi. Türk Sağlık Sen Ordu Şube Başkanı Fatih Galender Zengin ise, sağlıkta yaşanan şiddet olaylarında yaşanan artışa dikkat çekti. Zengin´in açıklamaları şöyle: ?Sağlık çalışanlarımızın bugün karşı karşıya kaldıkları sorunlar nedeniyle 14 Mart Tıp Bayramını, bayram tadında karşılamaya hasret kaldık. Bugün mobbing ve şiddetten en fazla mağdur olanlar sağlık çalışanlarıdır. Her 30 dakikada bir sağlık çalışanın şiddete uğradığı, doktorların kafasına kaldırım taşları atıldığı, hastanelerin basıldığı ve şiddetin cinayete dönüşmeye başladığı bir çalışma ortamı mevcuttur. Bazı düzenlemeler ile önlemler alınmak istenmişse de bunların yetersiz olduğu ortadadır. Bu nedenle acil bir şekilde sağlıkta şiddete istisnasız tutuklu yargılama gelmeli, sağlık kurum ve kuruluşları sıfır toleranslı alan ilan edilerek burada işlenen suçların ertelenmesi veya paraya dönüştürülmesine son verilmeli ve şiddet uygulayanlara acil haller dışında belli bir süre paralı sağlık hizmeti uygulaması hayata geçirilmelidir. Bir başka bela olan mobbingin önüne geçilmelidir. Özellikle idarecilerin yaptıkları baskılara bir son verilmelidir. Bu konuda yapılacak en doğru iş de kamuda ehliyet ve liyakate dayalı, adaleti esas alan bir yönetim sistemi oluşturmaktır. Aşırı iş yükü sağlık çalışanlarının çalışma, aile ve sosyal hayatlarının zorlaştıran bir diğer sorundur. Bu konuda planlı bir istihdam politikasına ihtiyaç olduğu açıktır. Aile hayatına zarar veren bir diğer meselede sözleşmeli istihdamdır. Çalışanları eşinden ve çocuğundan ayrı bırakan, ailelerde huzuru bozan, yuvayı parçalayan bu uygulama bir an önce sonlandırılmalıdır. Tüm sağlık çalışanları kadrolu personel olarak istihdam edilmelidir. Sağlık çalışanları mobbing, şiddet, yoğun iş yükü aile ve sosyal hayattan feragat gibi birçok sıkıntıya katlanarak devletinin emrinde milletine hizmet ederken, emeklerinin karşılığı bir nebze de olsa karşılanıyor mu diye sorarsanız buna vereceğimiz cevap ne yazık ki hayırdır. Döner sermayeler sıfırlanmıştır. Çalışanlar sabit ek ödemeye mahkûm edilmişlerdir. Bu durum tüm sağlık çalışanlarının ekonomilerinin büyük zarar görmesine neden olmuştur. Bu konuda başlattığımız dilekçe kampanyası sürmektedir. Tüm çalışanları döner sermaye mücadelemize katkı vermeye çağırıyoruz. Emeğimizin ve alın terimizin karşılığını almak için mücadelemizi her daim sürdüreceğiz. Bunun yanı sıra 3600 ek gösterge, ek zam gibi temel ekonomik beklentilerimize de hala bir yanıt verilmiş değildir. Bu beklentilerimiz lütuf değil, bir haktır. Çünkü toplu sözleşmede enflasyon farkının bile gerisinde kalan bir zamma imza atılması kamu çalışanların bütçelerinde çok ciddi yaralar açmıştır. Bunların kapanması ve zararların telafisi için ek zam şarttır. Tüm çalışanların ek göstergeleri hakkaniyetli bir şekilde yükseltilmelidir. 14 Mart geçiştirilmemelidir. Biz icraat istiyoruz. Sağlık çalışanları ağız tadıyla güzel bayramlara merhaba desin diyoruz? dedi