SİYASAL DİNCİLER VE CUMAĞATÇILAR PAGANİSTTİR

Yaşamak nedir ki azizim?

Yaşamak nedir ki azizim?

İnanmak, kararında unutmak ve dinmeksizin özlemek.

Engin bir yalnızlık.

Ruhu okşayan, bol oksijenli, misk kokulu, ipek gibi mûsiki.

Ve şimdi gerçekler...

Yaşamak dediğin bitmeyen mücadeledir.

Thomas Hobbes'un siyaset felsefesi babında en çok hatırlanan ifadesi “homo homini lupus”, yani “insan insanın kurdudur” sözüdür.

"Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir, hâlbuki sonunda onu yiyen çobandır." sözü de unutulmaz.

Bir zamanlar çobanlık Peygamber mesleği ve insan insanın yurdu idi, değil mi?

Her neyse, biz inanç sistemlerini iman penceresinden girip yetenekli bir mercekle inceleyerek başlayalım:

Retorik veya literatürün sık kullandığı mefhumların her bir alt katmanından münafıklık alametleri çıktığını teslim etmek mecburiyeti ne kadar incitici.

Kişinin; görüntüsü, ibadet faslından eylemleri, süslü söylemleri 2 boyuta tıkılmış zihin sahiplerini yanıltan birer maske veya kılıftan ibaret.

Son zamanlarda bir de Arap atkısı katıldı aralarına.

"Kalbe yahut niyete bakacak imkân yok ki" denebilir.

Ah benim zavallı halkım!

Çözümlemenizde ve toplumsal ilişkilerinizde en azından ahlâk olgusunu gözetmenize mani mi var?

Gizli ajandaların sokak sürtükleri mesabesindeki gayrı meşru mallarından müteşekkil sahtekâr zümreyi kocaman pixelleriyle 2 boyutlu acemi işi tabloda kolayca seçebileceğinize göre bakmaya tenezzül dahi etmediğiniz kitle içinde ahlâkları ile parıldayan ama "dindar değil" diye yok saydıklarınızın hakkını da verirsiniz artık.

Size ne dindarlığı ölçme hadsizliğinden?

Ahlâkı ölçsenize!

Utanarak yüzleşeceksiniz ki; cümle varlığın bir'liğini esas alamayan dindarlık sadece takıyyeden vücut bulmuştur ve münafıkların ümmet kavramına özellikle yüklediği anlam aslında Tevhid'i parçalamak için edilen yeminden beslenir.

Lütfen dikkat:

İman ile küfrün savaşında ayırdına varmamız gereken ilk şey, Tevhid/Vahdet şuuru ile onun karşısındaki paganist iddialardır.

Tevhid şuurunu kesret/çokluk ve hatta sahip olunabilecek varlık yanılgılarıyla nasıl örtüştürebilirsiniz?

Gaflet değil kasıt denir buna.

Madem kasıtta anlaştık, "müteahhit zihniyet" servet biriktirmek uğruna sözde varlık âlemini araçsallaştırdığı veçhile taammüden paganisttir önermesini onaylayalım.

İstediği kadar namaz kılsın, karısı-kızı türbanlı olsun, bilmem ne cumağatına himmet akıtsın, nerelere hangi haram paraları ateşlesin, fark etmez.

Erdemsiz cesaretleriyle iyice pervasızlaşan modernist Müslümanların (!) çeşitli vesilelerle din çorbasına bulaştırdığı çılgın ritüelleri gördükçe ağzınız açık kalıp beyniniz zonklamıyor mu?

Her biri bidat olmanın fevkinde sapkınlık yahut azgınlık renkleriyle burnumuza çarpan bu post-kapitalist gösterilerle nihayet ibadet biçimleri de dönüştürülmeye başlanmıştır.

Yalan mı?

New Age Müslümanlık (!) akımları tümden paganisttir.

Konvoyla gezen şeyhler, sosyal medya ikonu gibi dolaşan ve babası yokken posta oturan oğluşlar, müritlere maraba gözüyle üstten nazar eden takkeli mahrem kadro manzaraları mide krampları geçirtecek kadar pervasızca sergilenmektedir.

Bu minvalde helal kazancın birinci yolu olan ticareti Ocağın direğini çürütecek derecede yozlaştıran herkes paganisttir.

Kut'suz, adaletsiz, töresiz ve kişiliksiz çöplere Kagan muamelesini reva gören marabaların hepsi paganisttir.

Cenab-ı Hakk'ın muradına muhalif kitleler, dini buna alet ederek cahil Arap adetleri gereğince kendi mamulleri ilahlara Allah deme azgınlığını gösterenler en başta, buz gibi paganisttir.

*

Not 1: Kleptokrasi veya yağma düzeni, bir ülkede iktidarı ele geçiren bir ailenin veya siyasal yahut dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması demektir. Demokrasinin bütün kurumlarıyla yerleşmediği ülkelerde görülen bu durum, o ülkelerin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri olmaktadır. Kleptokrasi'nin, Plütokrasi (Zenginlerin yönetimi) ve Oligarşi'den (Ayrıcalıklıların yönetimi) ayrılan bazı yönleri vardır. Kleptokrasi ile yönetilen bir ülkede yozlaşmış politikacılar, kendilerini hukukun üstünlüğünün dışında tutup; yandaş komisyonlar, rüşvetler ve özel ayrıcalıklar yoluyla, devlet fonlarını kendilerine ve ortaklarına yönlendirerek gizlice zenginleşirler. Bununla birlikte, kleptokratlar genellikle elde ettikleri kârlarının büyük kısmını, iktidarını kaybetme ihtimâline karşın, yurtdışı bankalarda muhafaza ederler.

Not 2: Nepotizm, kayırmacılık veya akraba kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık demektir. Nepotizm, kamu örgütlerinde ve iş örgütlerinde karşılaşılan önemli sorunlar arasındadır. Türk Dil Kurumu bu kavramı arkadaş veya akraba kayırma" şeklinde açıklanmıştır. Türkçede nepotizm anlamında iltimas, torpil, dayıcılık ve kohumbazlık sözleri de bulunmaktadır. Nepotizm kavramı günümüzde akraba ve yakınların aynı işletmede işe alınması şeklinde ele alınmaktadır. Ayrımcılık içeren alımlar bir kimsenin beceri, kabiliyet veya eğitim düzeyine bakılmaksızın istihdam edilmesi yönündedir. Nepotizm kavramı öznel bir şeklide yapıldığından mağdurlar yarattığı düşünülmektedir. Aynı zamanda bu ayrımlar örgütsel ilişkilere de zarar verebilir. Bu ayrımcılıkların kişileri yükseltici veya ayrıcalıklı bir konuma getirmesi durumunda diğer insanlar tarafından memnuniyetsizliğe neden olacağı belirtilmektedir.

*

Kleptokratlar veya nepotistler paganisttir.

Sözde İslâm ülkelerinde kleptokratlar veya nepotistler konusunda durum nedir?

Mısır’da geçen bu yazı burada bitmiştir.

{ "vars": { "account": "G-1P4PM9FP8W" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }