Ordu’nun Ulubey ilçesine bağlı Sayaca ve Çatallı Mahallerini kapsayan bentonit madeni ile ilgili “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı açılan davanın duruşması Ordu İdare Mahkemesi’nce gerçekleştirildi. Yeni Sayaca Çevre Platformu (SAYÇEV) temsilcilerinden Resul Ses, yaptığı açıklamada, 9 aylık süreçte hiçbir zaman mücadeleden kaçınmadıklarını belirterek bu uğraşında sonunda kazananların tüm köylülerle birlikte kendilerinin olacağını ifade etti.
Ordu Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Yeni Sayaca Çevre Platformu (SAYÇEV) Sözcüsü Resul Ses şöyle dedi;
Bugün burada Ordu’nun alışık olmadığı hatta Türkiye’de bile emsali çok az olan bir sürece şahitlik ediyoruz. İnanmış insanların engel tanımadan hedefine nasıl gittiğine şahit olduk. Bundan 9 ay öncesinde köyümüzde yani Yeni Sayaca Mahallesinde askıya çıkan Böyle bir açık madencilik için ÇED gerekli değildir kararıyla Bentonit madenini tanıdık. O günden itibaren hem madencilik ve yöntemlerini, hem de bu talan düzeniyle nasıl başa çıkılabileceğini anladık. Hiç kimsenin beklemediğinden daha organize ve başarılı şekilde sosyal ve hukuki zeminde hayata geçirdik. Açık madencilik faaliyetlerinin örnekleri burnumuzun dibinde Fatsa altın maden sahasında görüyoruz, İliç katliamını daha dün yaşadık. Bizler Sayaca Çevre Platformu (SAYÇEV)olarak çıktığımız bu yolda hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadık. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne verilmek üzere topladığımız ÇED gerekli değildir kararına karşı toplanan imzalarla başlayan bu direniş hikayesi ilk toplu eylemimiz olan dava açılışı sonrası yine tam olarak burada, herkese karşı ilan ettiğimiz açıklamamızla somut ve hukuki bir zemine oturmuş oldu.
Yeni Sayaca köyü sahip ve sakinleri olarak sakinliğimizi bozduk. Laf, vaat ve telkinlere kanmadık hakkımızı adaleti burada mahkemede aradık kazandık
Ulubey’in ortasında daha önce hiç bir köy tarafından yapılmayan, yerel bir toplulukla, kilometrelerce uzakta gurbette ama gönlü sılada olup desteğe gelen köylülerimizle birlikte bu kadar komplike bir eylem ortaya koymamız çok büyük bir mana taşımaktadır. Bu işin bizim için ne kadar dönülmez bir noktaya geldiğinin aleni bir ilanıydı. O kadar bir ve bütün olduk ki bir ucu Ulubey de, bir ucu Altınordu’da olan köyümüzün dört bir yanında aynı coşkuyla toplantılar, etkinlikler gerçekleştirdik. Mahallemizin her bir sokağında aynı coşku ve heyecanla bıkmadan, usanmadan bugünleri anlattık halkımızın her kesiminin kararlı duruşuyla her gün daha güçlendik. Güçlü olmanın haklı olmaktan geldiğini bir kez daha anladık.
Bütün Türkiye’ye emsal olabilecek bir keşif süreci geçirdik, 400’ün üzerinde köylümüz, kadın, erkek, genç, yaşlı alanda hazır bekledik. Keşif için gelen heyeti çok bilinçli izledik, her sözü anlamaya çalıştık, her soru işaretimize cevap aradık. Köyümüzün her bir ferdi ne için orada olduğunu o kadar iyi biliyordu, kendini ve toprağına olan saygı ve bağlılığı o kadar iyi ifade etti ki raporlara işleyen sonuçla yüzü gülen taraf biz olduk.
Bu 9 aylık sürecin bize gösterdikleri ve kendimize olan inancımızla çok rahatlıkla söyledik ki bu işin sonunda kazanan biz olacağız. Bizim mücadelemiz Yeni Sayaca Mahallesinde yakılmış bir meşaledir, bu meşale yüzde 74’ü maden karanlığına teslim edilen Ordu’ya bir ışık olacaktır. Bizler azim, inanç ve birikimimizle birlikte her an, her yerde oluşacak maden talanına karşı olacağız. Bu sürecin en başından itibaren yanımızda bulunan ve bizlere bilgi, birikimleriyle destek olan çok kıymetli Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) yönetimine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.
Bugün buraya bizlere destek vermek için gelen ve samimiyetlerinden gram şüphe etmediğimiz herkese Sayaca Çevre Platformu ve tüm Sayaca köyümüz köylülerimiz adına çok teşekkür ediyoruz.
Vatan topraklarına böyle müdahaleler yeni değildir, bu bir kurtuluş mücadelesidir, bu bir Kuvayı-i milliye ruhu hareketidir. Bunun siyaset üstü algılanması elzemdir zorunludur vazgeçilmezdir. Konuşmama vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un sözleriyle son vermek istiyorum. “Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır”