Son 20 yıl içerisinde, Parakende Sektörü hızlı gelişme gösterdi. 20 mağaza ile başlayıp, 11 bin mağaza sayısına ulaşan var. Ekonomide büyümek iyidir. Ancak, büyümenin marjinal maliyetlerdeki etkisi göz ardı edilemez. Üretimeki bir birim artışa tekabül eden maliyet artışına marjinal maliyet diyoruz.
Üretim arttıkça işletme büyür. Üretim arttıkça marjinal maliyetler önce azalır. Marjinal maliyetlerdeki azalma aşaması, üretimi ve sonuç olarak büyümeyi hızlandırıyor.
Ancak, işletme büyüdükçe marjinal maliyetlerdeki azalma, belli bir minimuma iniyor. Sonra, artmaya başlıyor. Marjinal maliyetlerdeki her birim artış, karı azaltıyor. Marjinal maliyet=Ortalama maliyet eşitliğide kar maksimize oluyor. Bu noktadan sonra, marjinal maliyeti artırıcı büyüme, karın azalmasına sebep oluyor. Marjinal maliyet=Fiyat eşitliğinde kar sıfırlanıyor.
Karın azaldığını gören işletmeler, büyüklüğün verdiği avantajı kullanarak, kar etmeye çalışırlar. İşletme büyüdükçe, piyasaya egemen olmaya başlayacaktır. Parakende sektöründe bu egemenlik, iki aşamalıdır. Birincisi, tedarik aşamasında, diğeri satış aşamasında gerçekleşiyor.
Büyüyen parekendeciler, tedarik aşamasında, aldıkları ürünün fiyatını düşük tutuyor. Ödeme zamanını uzatıyor. Üreticilerin canına okuyor. Hükümetler bununla fazla ilgilenmezler.
Satış aşamasında ise, büyümenin getirdiği gücü kullanarak, fiyatı en yüksek seviyede tutarlar. Esas üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkından kar etmeye çalışırlar. Farklılık o kadar yüksek olur ki, bazen gözle görülür. Üreticide 2 lira olan domates, parakende mağazasında 20 lira fiyatla satılır. Hükümetler, serbest piyasa fiyatı deyip bununla da ilgilenmezler.
Ancak, enflasyon ile mücadele edildiği zaman, sorun Hükümeti yakından ilgilendirmeye başlar. Zira, parakendecilerin tekelci kar siyaseti, gözle görülür hale geliyor. Nedeni ise, STOK MALİYETLERİNDEN kaynaklanıyor.
Stok maliyetlerini, kredi faizleri tayin eder. Kredi faizi enflasyonun altına indiği zaman, aradaki fark kadar stok eden eylemsiz kalmakla para kazanır. Stok eden parakendeci olduğu zaman, bilinçli olarak piyasaya az mal sürer ve fiyatını en yüksek noktada tutar. Ki, bu sayede hem stoktan hem de satıştan para kazanır.
Hükümet, kredi faizlerin düşük utmak için idari tedbirler uyguluyor. Düşük faiz politikasından en kolay parakende sektörü istifade ediyor. Mal stokunu artırıyor. Az miktarda malı yüksek fiyata satmaya çalışıyor. Hükümetin enflasyon ile mücadelesinde hedef duruma düşüyor.
İdari uygulamalar ile sorunun çözlemeyeceği görülecektir. Zira, ekonomik konularda, idari tedbirler sorunu çözmez. Daha da karmaşık hale getirir. Çare bellidir. Stok Maliyetlerini yükseltmek. Bunun için, kredi faizlerini beklenen enflasyon seviyesine çıkarmak yeterlidir.
Malesef Türkiye, kredi faizlerini enflasyonun altında tutmanın yanlışlığını yaşıyor. Bu yanlışlık, parakende sektöründe kendini gösterdi. Halbuki sorun, üreticilerin tamamı için geçerli. Niteklm, üretici fiyat endeksi ile tüketici fiyat endeksi arasındaki fark hızla yükseliyor. Yükseliyor, çünkü, üretici sattığı malı aynı fiyattan yerine koyabilmenin zorluğunu yaşıyor.