Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Sezgin Yılmaz, "Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), salgın döneminde eğitim konusunda sınıfta kalmıştır. Öncelikle eğitim alanında alınan kararlar ve uygulamalarda MEB çocuğun üstün yararı, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sağlığı yerine salgın koşullarında eğitimden bir başarı öyküsü çıkarmaya çalışmıştır. Gerçek sorunları bu nedenle gündemine dahi almamıştır. Planlama, kaynakların etkili kullanımı, zamanında sorunlara müdahale gibi pek çok alanda MEB 2020 yılında başarısız olmuştur" dedi. Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Sezgin Yılmaz, "her yıl sonunda eğitimle ilgili geride bırakılan bir yılın değerlendirmesi yapılır. Geride bıraktığımız yılın pandemi yılı olmasından kaynaklı pek çok açıdan diğer yıllardan oldukça farklıydı. İnsanlık tarihinin tanıklık ettiği yıkıcı küresel salgınlarında birini yaşamaktayız. Aralık 2019'da Çin'de başlayan salgın kısa sürede tün dünyaya yayıldı ve ardından 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından "pandemi" ilan edildi. 11 Mart 2020 tarihi aynı zamanda Türkiye'de de ilk resmi vakanın tespit edildiği gündü. 2020 yılında da MEB sorunlara kalıcı ve yapısal çözümler üretmek yerine eğitim alanında yaşanan sorunlar çözülüyor algısı oluşturmaya dönük politikasını uygulamaya devam etti. Milli Eğitim Bakanı ve MEB bürokrasisi eğitime ayrılan kaynaktan, öğretmen atamalarına, eğitim hakkının önündeki engellerin kaldırılmasından eğitim yönetimine ve diğer pek çok farklı alana dönük kalıcı hale gelmiş sorunlara çözüm üretmek yerine bunları yok sayan yaklaşımı sürdürmeyi tercih ettiler. Salgının yarattığı olağanüstü koşullar dahi MEB'i bu algı oluşturma çabasından vazgeçiremedi" dedi. Milli Eğitim Bakanının söylediğinin aksine uzaktan eğitim tam bir sorunlar yumağı olduğunu belirten Yılmaz, "2020 yılı bu anlamda tam bir kayıp yıl olmuştur. Uzaktan eğitime erişim en önemli sorun olarak varlığını korumaktadır. 6 milyona yakın öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği, erişenlerin ise % 64'ünün cep telefonundan bu eğitime eriştiği bir ortamda sorun yok denilemez. Tam tersi büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzun kabul edilmesi gerekmektedir. Erişimle birlikte uzaktan eğitimin bir öğretim tasarımı üzerine inşa edilmemiş olması, ölçme değerlendirme, katılım ve süreklilik gibi sorunlarla birlikte değerlendirildiğinde uzaktan eğitimden anlamlı bir fayda sağlandığını ifade etmek güçtür. Eğitim emekçileri açısından 2020 yılı beklentilerin gerçekleşmediği, sorunlarının çözülmediği ve var olanlara yeniden eklendiği bir yıl oldu. Öğretmenlere verileceği söylenen 3600 ek göstergeden söz dahi edilmediği bir yıl oldu 2020. Ekonomik koşullarının iyileştirilmesini bekleyen eğitim emekçileri 2020 yılında da beklediklerini bulamadı. Öğretmen atamalarında yaşanan sorun devam ederken ataması yapılan öğretmenlerin dahi ekonomik gerekçelerle göreve başlatılmamasına tanıklık ettik. 2020 yılı öğrencilerimiz açısından da oldukça sorunlu bir yıl oldu. Öğrencilerimizin yaşadıkları eşitsizlikler ve mağduriyetlerin artarak devam etti. Salgınla birlikte yaşadığımız eşitsizlikler derinleşti ve arttı. Uzaktan eğitime erişemeyen öğrencilerimizin yaşadığı sorunlar 2020 yılında en fazla tartışılan konulardan biriydi. 2020 yılı MEB tarafından özel okulların salgın koşullarında korunduğu bir yıl oldu. MEB, öğrenci nakillerini dondurmak başta, aldığı kararlarla özel okulların bu dönemde zarar görmesine engel olmaya çalıştı. MEB'in önceliğinin kamu okulları değil de özel okullar olması 2020 yılının en belirgin yönlerinden biriydi. OHAL Komisyonu şekli olarak yapılan işleri inceleyen bir komisyon gibi görünse de aslında siyaseten oluşturulmuş ve siyasi iktidarın yönelimlerine göre karar vermektedir. Bu nedenle de bu komisyonun verdiği kararları hukuki kararlar olarak kabul etmek mümkün değildir" dedi.