7 yıllık Bakanlığı döneminde Ordu-Giresun Havalimanı, Karadeniz-Akdeniz yolu, doğalgaz, Ordu Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 1000 kişilik Ordu üniversitesi Öğrenci Yurdu, Olimpik Yüzme Havuzu gibi Doğu Karadeniz´deki bir il için en stratejik yatırımları tek tek sabır ve inatla memleketine kazandıran Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, başkan seçilmesi ile, fındık bahçeleri ile deniz arasında sıkışmış bir il olmaktan çıkıp ekonomik ve sosyal yönden zihniyet dönüşümü yaşadı.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde sabah erken saatlerde başladığı çalışmalarına gece yarılarına kadar devam eden, bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle çalışmalarını sürdüren Dr. Mehmet Hilmi Güler, gün içinde Büyükşehir Belediyesinin çalışmalarını koordine ederken ziyaretleri de kabul ediyor. Akşamları ise Büyükşehir Belediyesine bağlı birimlerle ilgili günlük brifingler alırken gece saatlerinde ise Büyükşehir Belediyesi yöneticileriyle yapılan çalışmaları değerlendiriyor. Yapılan çalışmaları gününde takip ederek plan ve koordinasyon sağlayan Başkan Güler, makamdan gece 03.00 gibi ayrılıyor.
Önümüzdeki dönemde yapılacak yatırımlar için ön görüşmeleri yapan, projelerin hazırlanması talimatlarını veren Güler, bu kez Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı olarak önemli yatırım ve çalışmalara imza atmaya hazırlanıyor.
Muhabirimiz Mustafa Kemal Poyraz´ın Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ile yaptığı röportaj şöyle:
Hilmi Güler´in ortalama bir günü nasıl geçer. Bizlere ortalama bir gününüzü özetler misiniz?
Benim ortalama bir günüm yok aslında. Her günüm farklıdır. Her gün ilgileneceğim bir şey bulurum? Kafamı hep çözüm arayışları meşgul eder. Kendimi çevremden, yaşadığım şehirden sorumlu hissederim ve kabul ederim. Yemek, uyku ve bazı ritüellerim dışında hep çalışırım. Fikir sorarım. Uzmanlar ve üretken insanlar en önem verdiğim kişilerdir. Ortalama günüm işte böyle geçer. Ancak Ordu hayatımın önceliğidir.
Bize Hilmi Güler´den bahseder misiniz? Nasıl bir insandır. Nelerden hoşlanır. Nelere kızar. Hangi tür kitapları okur. Hangi müzikleri dinler. En çok hangi rengi sever. Hangi takımı tutar. Mutfağa girer mi. Gün içersinde olmazsa olmaz bir ritüeli var mıdır? Nasıl bir adamdır Hilmi Güler?
İsmimin beni özetlediğini düşünürüm. Heyecan dolu, pes etmeyen, pozitif, kötülük düşünmeyen bir insanım. Erdemli davranışlar benim için vazgeçilmezdir. Açık konuşmak gerekirse tutarsızlığa ve samimiyetsizliğe kızarım. Araştırma kitapları okurum. Genelde pastel renkleri severim. Orduspor´u severim. Mutfağa nadiren girerim ve güzel yemek yaparım. Gün içinde planladığım iş görüşmeleri ve inceleme-araştırma gezileri yaparım. Dua etmek değişmez ritüelimdir.
Ordu´da yapmaktan en fazla keyif aldığınız şey nedir?
Ordu, bana göre Karadeniz´in değil, Türkiye´nin doğasıyla, deniziyle, coğrafyasıyla, ambiyansı ve insana yaşama keyfi veren en güzel şehirlerden biri. Bunu pek çok ülkeleri gezen bir insan olarak söylüyorum. Ben Ordu´nun yaşama dair her şeyinden hoşlanırım. Ancak sahilde yürümek, zaman buldukça rıhtımda balık tutmak hobilerim arasındadır. Enerji Bakanlığı´ndan ayrıldıktan sonra fırsat buldukça her Ordu´ya gelişimde kendimi hemen sahile atardım. Halen de yoğun programlardan fırsat buldukça sahilde yürüyorum. Hatta öyle oluyor ki, bazı iş görüşmelerimi bile sahilde yürüyerek yapıyorum.
Başkan adaylığı süreci nasıl gelişti. İlk temas nasıl sağlandı. İlk duyduğunuzda aklınıza gelen ilk şey ne oldu?
Aslında Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusunda bir niyetim yoktu. Kendimi tamamen projelere ve Ar-Ge alanına vermiştim. Ordu´daki siyasi gelişmelerle bile ilgilenmiyordum. Ordu aslında benim memleketim, baba ocağım, ata toprağım. Enerji Bakanı olduğum dönemde yarım asırdır biriken problemlerini çözmek için büyük gayret ve çaba göstermiş, büyük hizmet ve yatırımları gerçekleştirme fırsatı bulmuştum. Ondan sonra da bu hizmetleri ve ziyaretleri hiç kesmemiştim. O dönemde adaylık konusunda başka partili arkadaşlarım vardı. Hatta onlara yol açmak ve önlerini kesmemek için böyle bir şeyi hiç düşünmemiştim. Bunu da herkese söylemiştim. Ancak Cumhurbaşkanımız, ?Bir abi olarak Ordu´ya gitmenizi istiyorum? deyince kabul ettim.
Başkanlık koltuğunu devir aldıktan sonra neler önceliklerinizi oluşturdu. Öncelikleriniz konusunda mesafe alabildiniz mi?
Şu anda toplumda zihinsel bir dönüşüm yapıyoruz. Evet belediyeler asfalt döşer, kaldırım yapar, çöp temizler ama ben yöneticilik anlayışı itibariyle bu dar çerçevede kalacak bir anlayışa sahip değilim. Ordu´ya klasik ve dar bir fotoğrafla değil, daha geniş bir çerçeveden bakıyorum. Ordu, köy-şehir ilişkisini halen sürdüren bir şehir. Ancak son yarım asırda toplumda gelişen çok hızlı ekonomik ve sosyal değişiklikler nedeniyle kırsal alandan Ordu´nun sahil kesimine, hatta başta İstanbul olmak üzere diğer illere ve yurtdışına büyük göçler yaşandı. Dolayısıyla kırsal kesimde fındık bahçelerine bakacak, tarım ve hayvancılık yapacak genç kuşak kalmadı. Bunu durdurmak ve tersine çevirmek için tarım projelerine ağırlık verdik. Özellikle kırsal kesimde tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin artırılması için katkı veriyor, ekonomik, sosyal ve istihdam gelişim ve dönüşümünü başlatmak istiyoruz. Denizi; her yönüyle Ordu´nun ve Ordulunun hayatına dahil etmek istiyorum. Katılımcı, cesur, korkmayan, düşünen, üreten ve yarışan bir Ordu hedefim? Turizm açısından mevcut turistik alanlarımızın cazibesini arttıran ya da henüz gereken turistik ilgi ve değeri görmemiş alanlarımızı tanıtmaya ağırlık vermek istiyoruz. Enerji alanında kurduğumuz şirketle enerjiye yönelik projelerimizi başlatıyoruz. Parça parça başlattığımız bu projeler daha sonra büyük bir resme dönüşecek. Fındıkta, balda, damızlık koyun dağıtımında, kaz dağıtımında, yerel ürünlerin ve turizm altyapısının oluşmasında ilginç bir köy-şehir entegrasyonu ortaya çıkacak. Bu projeler daha sonra sanat, estetik ve erdemli davranışlarla birleşecek. O zaman Ordu, geleceğin örnek markası olacak.
Göreve geldiğinizden bu yana deniz ve turizm vurgusu yapıyorsunuz. Bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz. Ordu deniziyle barışacak mı?
Barıştı bile. Kano sporunun başlatılması, yelkenli teknelerin, yatların Ordu´yu geçiş rotasına alması, balıkçı barınakların yat turizmini de içine alacak nitelikte yeniden düzenlenmesi, olta balıkçılığının geliştirilmesi, yöresel tekne imalatı ve taşımacılıkta yeni sürprizlere hazırlanıyoruz.
Eski ve yeni stadyumların akıbeti, Ordu kamuoyunda en çok merak edilenler arasında. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Maalesef yeri kadar her şeyi tartışmalı olan bir yatırım ama bitirilmesi ve sporun hizmetine kazandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ben Bakan bey ile gerekli görüşmeleri yaptım. Stadyumda bir spor lisesi açılacak. Bu seneye yetişecek mi bilmiyorum ama gayret ediyoruz. Stadyumu çok amaçlı spor alanında kullanacağız. Bu stadın hizmete girmesinin ardından 50 yıllık bir maziye sahip olan ancak bugün beton ve demir açısından oldukça büyük bir korozyona uğramış stadı bir mimari proje ile yepyeni bir çekim alanına dönüştüreceğiz. Sahanın altına otopark ve üstüne ´19 Eylül Millet Bahçesi´ yapacağız.
Bize Ordu ile ilgili hayallerinizden bahseder misiniz? Hilmi Güler nasıl bir Ordu hayal ediyor?
Ordu geçmişiyle, kültürüyle, sanatıyla, eşsiz doğası ve sıcacık insanıyla çok farklı müthiş kişilikli bir şehir?Ordu´nun bu kişiliğiyle uyum içinde çağdaş şehircilik anlayışıyla geleceğin huzur ve sağlıklı kentini inşa etmeye başladık. Ordululuk üst kimliği ile Ordu´yu seven, aidiyet duygusu yüksek, erdemli bir kent kültürünü oluşturmak en büyük emelim. Doğduğu yerde doyan, seven ve sevilen, Ordulu olarak mutlu ve gururlu bir Ordulu kimliği?Yarına güvenle bakan, özgüveni yüksek bir hemşehri özlemi!. Bunun için her şeyimiz var. Ben sadece deneyim ve birikimlerimle birleştireceğim. Yönetmeyeceğim, yönlendireceğim. Attığımız isabetli ve çok farklı adımlarla çok iyi gittiğimiz söyleniyor. Kısaca güzel günler bizi bekliyor?
Benim Ordu´ya bırakacağım en büyük eser /iz bu olacak dediğiniz bir projeniz var mı?
14 kritik tünelle 135 yıllık bir rüyayı gerçeğe çevirdiğimiz, Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı olduğum dönemde başlattığım Karadeniz-Akdeniz yolu (Dereyolu) projesi benim sadece Ordu´ya değil ülkemize kazandırdığım en önemli projedir. Düşünsenize Karadeniz´i, Marmara´yı, Ege´yi ve Akdeniz´i dolaşmak zorunda kalmadan, Ordu´dan Akdeniz´e kestirmeden inen bir güzergah?Rusya´nın, Ukrayna´nın, Gürcistan´ın mallarını direkt Ordu´da Akdeniz´e indirme imkanı?Ayrıca Akdeniz ürünlerinin de direkt Ordu´dan Karadeniz´e çıkışı!.. Güzergah üzerindeki Sivas, Kayseri gibi şehirlerin ithalat ve ihracatının Ordu´ya bağlantısı?Buna ileride bağlanacak demiryolu ve enerji hatları. Kısacası müthiş faydalı bir stratejik dev yatırım. Düşünmesi bile muhteşem!.. Ordulular olarak bizler gerek Ordu, gerek İstanbul, Türkiye´nin diğer illerinde ve yurt dışında yaşayanlar olarak büyük bir aileyiz. Ancak lobi, Ordululuk bilinci ve birlikte hareket etme kabiliyeti açısından istediğimiz noktada olduğumuzu söyleyemeyiz.
Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ordu sadece Türkiye´nin değil aynı zamanda dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Biz bunu daha güzel daha yaşanılabilir hale getirmek istiyoruz. Burada güzel bir çalışmayı sürdürüyoruz. Çalışmalarımız dışımızda da hissedilmeye başladı. Buradaki birlik ve bütünlüğümüz çok samimi, açık şeffaf davranışımız diğer illerden de takip ediliyor. Yurtdışından da bunun yansımaları geliyor. Bizim burada asıl meselemiz; bu kadar güzel bir şehri sevgiyle daha da pekiştirmek, erdemle donatmak ve samimiyet ile el ele götürmek. Estetik yönü güçlü, sosyal dokusu sağlam ve aynı zamanda da ekonomisi güçlü bir şehir olsun istiyorum. Herkesin siyasi görüşü olacak ama bizim buradaki üst kimliğimiz Ordululuk olsun istiyorum. Dolayısıyla temel esası olarak Ordululuk bilinciyle hareket etmeliyiz.
Son olarak okuyucularımıza ve Ordulu hemşerilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Ordu´ya geldiğimde ?ben yok, biz yok, siz varsınız´ demiştim. Sevgiyi büyütmeye geldim diyerek duygularımı açıklamıştım. Şimdi bu sözlerimi yerine getirmek, daha da özgüveni yüksek bir Ordulu profili ile projelerimizi bir bir uyguluyoruz. Amacım, güzel hemşehrilerimle Düşünen, Üreten ve Yarışan Ordu´yu gerçekleştirmek. Katılımcı, şeffaf ve adil bir yönetimle Ordu´muzun geleceğini birlikte çizmek. Bu benim için hayatımın en anlamlı, şerefli pâyesi. Allah´ım izin verirse bu onurlu görevi yüzümüzün akıyla başarmak en büyük hedefim?
Editör: TE Bilisim