Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine Müdür olarak gelen Lokman Uzunçakmak´la eğitimde başarıya giden yollar hakkında bir röportaj yaptık. Uzunçakmak yönetici olarak çalıştığı süre içerisinde izlediği yolun karşılıklı iletişime dayalı bir sistem olduğunu dile getirdi. Önyargıları ortadan kaldırarak yürünen yollarda engellerin çok daha rahat aşıldığından bahseden Uzunçakmak ile röportajımızın devamı şöyle:
İlk önce sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Lokman Uzunçakmak, 19 Mayıs 1977 Kabadüz doğumluyum. Ünye Sağlık Meslek Lisesini bitirdikten sonra üniversite eğitimimi tamamlamak üzere Ankara´ya gittim. Gazi Üniversitesi Coğrafya bölümünde de lisans eğitimimi tamamladım.
Buradan önce ki görev yerleriniz nerelerdi?
Öğretmen olarak 2001 yılında Kastamonu Küre´de göreve başladım. 2005 yılında Küre ÇPL yatılı okulunda da müdür olarak ilk idarecilik görevime başladım. Kastamonu´da ki görevim 2009 yılına kadar devam etti. Bu görevlerin ardından memleketime döndüm Gürgentepe lisesinde kısa bir dönem öğretmenlik yaptım akabinde Gölköy Anadolu Lisesinde Müdür Başyardımcılığı, Gölköy Öğretmenevinde Müdürlük görevinde bulundum. Ardından çok istekli olmama rağmen Kabadüz Milli Eğitim Müdürlüğü görevine geldim. İstekli olmamamın sebebi şartlı çok iyi bilmememden kaynaklanan çıkacak eksiklik ve iş aksamasını pek göze alamıyordum. O dönemim şartları ve konjonktürü gitmemi gerektirdi ve göreve de uygun görüldük. 5 aylık görevimden sonra Ünye İmam Hatip Lisesinde 2 yıl öğretmen olarak görev yaptım daha sonra Fatsa´da Kız Meslek Lisesinde Müdür Yardımcılığı yaptım. 2012 yılında ise Turnasuyu Kız Anadolu Lisesi YİBO´da Müdür olarak görev yaptım ve ardından şuanda ki bulunduğum Ordu Sağlık Meslek Lisesinde ki müdürlük görevime 2 hafta önce başladım.
Gerçekten dolu dolu bir görev geçmişiniz var. Bu kadar yöneticilik sizde de bir birikim oluşmasına sebep olmuştur. Bu süreçlerde sizin için başarının temel sebepleri nelerdir? Bu başarı sebeplerinin öğrencilerle birleştirdiğiniz zaman nasıl geri dönüşler aldınız?
Kesinlikle bunların hepsi bana birer tecrübe oldu. Bu görev yerlerimde sadece zaman doldurmadım, bu zaman içerisinde nasıl daha faydalı olabilirim diye de uğraş içindeydim. Sonuçta burada ki hizmetimiz öğrencilerimize yani yarının geleceğineydi bizde bu görev ve sorumluluklarımızın bilince hareket ettik. Her şeyin başında iletişim vardır. Bizim toplumumuzu geriye götüren ve ilerletemeyen tek unsur ön yargılardır. Bizler de bunu iletişimle aşmayı denedik ve de başarılı olduk. Yöneticilik gerçekten zor bir alandır. Ama bu zorluğun sebebi şu değildir; müdür her şeyi bilmek zorunda değil. Bizler burada hizmetli arkadaşlarımızdan öğretmen arkadaşlarımıza kadar bir ekibiz. Bu ekipte herkes kendi en iyi bildiği işi yapacak. Ben de yönetici olarak bu olayların koordinasyonunu, performans ve kalitesini arttırmak için elimden geleni yapacağım. Daha önceki görev yaptığım Turnasuyu´nda görevi bıraktığımda 520 öğrenci vardı ve buradaki üniversite başarı oranı yüzde seksenin üzerindeydi. O dönem birlikte görev yaptığım rehber öğretmenimiz Mehmet Tikenoğlu´ya beraber bu başarıyı hedefleyerek profesyonel bir biçimde çalışmaya başladık. Öğrencilerin veya okulların başarı kıstasları bence şu ölçüde değerlendirilir; giriş puanının üzerine ne kadar koymuş ve sonuçla başlangıç arasında ki mesafe nedir. Bizler öğrencilerimizin bu mesafeleri kat etmesinde elimizde ki bütün imkanları seferber ettik. 85 tane deneme sınavı yaptık ve 102 bin soru çözdük. Karne tatilinde bir kamp düzenledik öğrenciler için. Adeta bir eğitim seferberliği gibi yaptık bunu yaklaşık 12 saatlerini ders ile geçirebilecekleri biz düzen oluşturduk. Bu kampa katılan öğrencilerimizin çoğu derslerinde zayıf olarak nitelendirilen öğrencilerdi. Biz bu zayıf diye göz önünde olan öğrencinin 350 puanla Hukuk Fakültesine girebildiğini gördük. Eğitimcinin başarısı çok afaki durumlar oluşmadığı müddetçe öğrencinin başarısıyla aynı düzeydedir. Ama bu ortamın oluşmasında sadece dersler veya müfredat prosedür yoktu. En başta şiar edindiğimiz şey bizim sevgi oldu. Az öncede söylediğim gibi birbirimizi anlamamız gerekiyor. Empati kurabilmek çok önemlidir. Öğrencilerimiz sohbet etmek için yanımıza gelir, odamızın kapısını kapalı duvar olarak hiç görmezdi. Burada bizim üstlendiğimiz misyon onların kendilerini birey olarak görmesiydi, okulu benimseyip buranın bir parçası olduklarını hissettirebilmekti. İdare bir tarafta öğrenci bir tarafta olamaz. Eğer bir taraf olacaksa bu öğrenci, öğretmen, veli ve müdür aynı tarafta hep ileriye bakmak zorunda.
Peki Müdürüm biraz daha sizin işinizin detaylarına girmek istiyorum. Okulla ilgili alınacak kararlar noktasında inisiyatifi nasıl kullanırsınız?
Az önce de dile getirdiğim gibi bir idarecinin her şeyi bilmesinin imkanı yoktur, gerekte yoktur. Örneğin yapılacak bir tadilat varsa bundan anlayan ve teknik olarak bilgisi olan hizmetli arkadaşımızla konuşuruz ve izlenecek yolu birlikte belirleriz. Bu konuyla alakalı bir anımı anlatmak istiyorum size. Yönetici olarak görev yaptığım okulda teneffüsler arasında nöbet tutulan alanların boş olduğunu gördüm. Müdür yardımcımdan sebebini sordum o da şuanda neden boş olduğunu bilmediğini söyledi. Bizzat kendim dolaştım o alanı baktım ki öğretmenlerimiz öğrencilerin sorularının arasında kalmış ve görev yerlerine gidememişti. Bunu görmek beni gerçekten çok mutlu etmişti. Ama prosedüre göre orada görev yapılması gerekiyor. Biz de arkadaşlarımızla o alana bir masa koyarak bunları öğrencilerin lehine çevirmeyi tercih ettik. İşte dediğimiz tek parola her işi çözüyor. Konuşmak, iletişim çözümün ilk ve zor olan basamağı. O olduğu zaman her şey oluyor.
Müdürüm son olarak bir eğitimci olarak vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Ben göreve ilk başladığım günden bu yana bu birikimleri öğrencilerimin hizmetine sunmaktan her zaman memnun oluyorum ve de olmaya devam edeceğim. Bizim öğrenci yetiştirirken dikkat etmemiz gereken hususlardan bir tanesi de milli ve manevi değerlerinin bilincinde olan nesilleri yarınlara ulaştırabilmek. 5000 yıllık bir tarihin mirasçıları olarak bunu gururla taşımak ve gelecek nesillere ulaştırmak ilk gayemiz. İslam ahlak ve faziletiyle birlikte Türklük gurur ve şuurunu eğitimimizin temeline koymak durumundayız. Burada ki görevimiz yeni başladı lakin biz burada sadece hemşire ve ebe yardımcıları yetiştirmiyoruz. Aradaki açıkları kapatıp üniversite de akademik kariyerine en iyi şekilde öğrenci yetiştiren bir okul yapacağız burayı inşallah.
Editör: TE Bilisim