Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi´nde toplanan Bakanlar Kurulu sürerken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Toplantıda iki ana konunun ele alındığını belirten Kurtulmuş, bunlardan ilkinin referandum sürecinin değerlendirilmesi ve bundan sonrasına ilişkin yol haritası, ikincisinin ise olağanüstü halin yeniden uzatılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının Türkiye Büyük Millet Meclisi´ne (TBMM) gönderilmesi olduğunu söyledi. Kurtulmuş, Türkiye´nin 16 Nisan´da yine tarihi bir anayasa değişikliğine imza attığını, yüzde 85´in üzerinde büyük bir katılımın gerçekleşmiş olmasının referandumun üzerinde durulması gereken hususlarından birisi olduğunu belirterek, tüm vatandaşlara teşekkür etti. Referanduma katılamayan ancak süreci takip eden tüm vatandaşlara da anayasa değişikliğinin hayırlı olmasını temenni eden Kurtulmuş, 18 maddelik anayasa değişikliğinin 16 Nisan´da 25 milyonu aşkın vatandaşın ´evet´ oylarıyla kabul edildiğini ve Yüksek Seçim Kurulunun nihai kararını belirtmesinin ardından Resmi Gazete´de yayınlanmasıyla birlikte yürürlüğe gireceğini anımsattı. Kurtulmuş, "18 maddenin uygulamalarının milletimizin refahı için, milletimizin özgürlüğü için, demokrasimiz için hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. "HEM MİLLETİMİZ HEM DEMOKRASİMİZ KAZANMAYA DEVAM EDECEKTİR" Kurtulmuş, en çok üzerinde durulması gereken konunun böylesine önemli ve kapsamlı bir yönetim sistemi reformun millet iradesiyle gerçekleşmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Türkiye´de şimdiye kadar anayasa yapma meselesi maalesef hep ya askerlerin dipçiklerinin gölgesinde ya tankların gölgesinde gerçekleşmiştir. Maalesef anayasa dediğimiz zaman sivil siyasetçilerin bile çoğunda eski dönemlerde anayasa yapma fikri, nosyonu çok gelişmiş değildi. Şimdi Allah´a çok şükür Türkiye´de yönetim sistemi değiştirildi, yönetim sisteminin değiştirilmesi konusunda da bütünüyle sivil iradenin hakim olduğu bir süreç geride bırakılmış oldu. Hiçbir dış etkinin, hiçbir baskının, hiçbir şekilde dipçik, darbe vesaire bütün bunların hiçbirisinin gölgesinin olmadığı son derece temiz bir millet iradesi ve açık bir millet iradesiyle Türkiye belki de çok önemli, 100-150 yıllık tarihimiz bakımından en önemli yönetim sistemi değişikliğini ortaya koydu ve sonuç ´evet´ şeklinde neticelendi. Bu referandum sonucunda bu açılardan ve diğer bir çok açıdan baktığınız zaman kazanan millettir. Milletimizin tamamı kazanmıştır, Türkiye demokrasisi kazanmıştır ve Allah´ın izniyle bundan sonraki süreçlerde de hem milletimiz hem demokrasimiz kazanmaya devam edecektir." Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, toplantının sonuçlarının kamuoyu ile paylaşıldığını belirtti. Kurtulmuş, "MGK, kendi uhdesinde olan olağanüstü halin uzatılmasıyla ilgili konuda Bakanlar Kurulumuza tavsiye kararında bulundu. Bakanlar Kurulu toplantımızda da MGK´nın tavsiye kararı ele alınarak, 19 Nisan 2017 Çarşamba günü saat 01.00´den itibaren olağanüstü halin 3 ay süreyle uzatılmasına ilişkin, TBMM´ye konunun arz edilmesiyle ilgili yazı kaleme alındı ve Bakanlar Kurulu kararı imzalandı. Böyle konu, TBMM´ye gelecektir. Ümit ederim ki TBMM´nin onayıyla olağanüstü hal, 3 ay daha uzatılacaktır." diye konuştu. "ARTIK SİSTEMİN SAHİBİ DE HAKEMİ DE HAKİMİ DE BİZATİHİ MİLLETİN KENDİSİDİR" "Diğer partilerle uyum yasaları çerçevesinde bazı adımların atılması söz konusu. İdam konusunda da Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada, ´Önümüzdeki süreçte partilerin bir araya gelebileceğini söyledi.´ Bu konuda bir takvim konuşuldu mu?" sorusuna karşılık da Kurtulmuş, şunları söyledi: "Hayır, bir takvim yok. Şu anda önümüzdeki en acil mesele, bu anayasa referandumunun, halkın ´evet´ diyerek kabul ettiği bu 18 maddenin bir an önce yasalaşması sürecinin tamamlanmasıdır. Ondan sonra yeni bir süreç önümüze çıkıyor. Uyum yasaları var, başka konular gündeme gelebilir. Halk oylamasıyla birlikte bir şey ortaya koydu Türk milleti. Bu aziz millet, işinin sahibidir. Sistemin de Türkiye´deki bütün siyasal süreçlerin de yegane hakimi, hakemi, sahibi milletimizin kendisidir. Milletimiz bu süreçte ne şekilde karar verirse, eğer parlamentoda bir yasa gerektiren konu olursa, bu yasa gerektiren konular milletin vekillerin vasıtasıyla yerine getirilir ama yeniden bir anayasa değişikliği gerektiren bir konu olursa, bununla ilgili olarak Mecliste yeterli çoğunluk bulunursa, Meclis bu işi halleder, bulunmazsa yine millete müracaat edilebilir. Bu referandumu bir de bu yönden görmek lazım. Herhangi bir baskı, herhangi bir vesayet odağının telkin ve tavsiyesi değil, Türkiye´de bundan sonra sözün de kararın da yegane sahibi millettir. Ne zaman önemli konular gündeme gelse, eğer gerekirse milletin reyine müracaat edilmek için referanduma gidilebilir. Demokratik ülkelerde çok sayıda örneği var. Milletin reyi demek illa seçimden seçime A ya da B partisine oy vermek değil, zaman zaman belli konularda da milletin görüşüne müracaat edilebilmesidir. Yani halk oylamasının önünün açılabilmesidir. Bu referandumun kesin sonuçlarından birisi de o; artık sistemin sahibi de hakemi de hakimi de bizatihi milletin kendisidir." "KIYASLAMA SİYASİ MANTIK AÇISINDAN DOĞRU DEĞİLDİR" "30 büyükşehirden 17´sinde ´hayır´ çıktı. Bu konu Bakanlar Kurulu´nda değerlendirildi mi? Bununla bağlantılı bir erken seçim söz konusu mu?" ve "Avrupa Birliği ile olarak sayın Cumhurbaşkanı, gerekirse referanduma gidilebileceğini dile getirdi. Dışişleri Bakanı´nın da AB´nin özellikle vize konularında son teklifin sunacağı açıklaması vardı. Bu teklifin içeriği nedir?" soruları üzerine Kurtulmuş, bu halk oylamasının bir parti seçimi olmadığını belirterek, oyların partilere göre dağılımının yapılamayacağını ifade etti.