Ordu Ziraat Odası eski Başkanı Onur Şahin, yaptığı yazılı açıklamada, ?Tüm dini cemaat ve yapılara ait eğitim ve öğrenci yurtları ayırım yapılmaksızın kapatılarak diyanet işleri başkanlığına devredilmelidir. Yeni bir OHAL kararnamesiyle tüm dini cemaatlere ait okul ve öğrenci yurtlarının diyanete devri sağlanmalıdır? dedi. Hepsini aynı değerlendiremeyiz                 Türkiye´de dini hizmet verenlerin hizmet noktasında birbirinden iyi ayırt edilmesi gerektiğine dikkat çeken Onur Şahin, şöyle konuştu, ?Türkiye %99 ´u Müslüman olan bir ülke. Din ile devlet işleri birbirinden ayrılmış, Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmak suretiyle vatandaşların din hizmetlerini kesintisiz ve ücretsiz olarak yurdun dört bir tarafında alması sağlanmıştır. Bir tana köy yoktur ki camisiz olan, vakit namazlarında minarelerinde ezan okunmayan. Kur´an-ı Kerimin meal ve tefsirleri, tüm hadis kitapları ve birçok konuda İslami eser. Konusunda akademik olarak da uzman kişilerce yazılmış binlerce kitap. Kimse Devletin İslami acıdan vatandaşı eğitme ve bilgilendirme konusunda bir eksiği var diyemez. İmam Hatip liselerinden İlahiyat Fakültelerine kadar her türlü eğitim imkânını ücretsiz sunuyor devlet. Çocuk ve yetişkinlere Kur´an kursları da dâhil. O zaman adama sorarlar, Türkiye´nin her tarafında farklı gurupların dini hizmet adına meydana getirdikleri eğitim ve yurtların anlamı ne? Yarın bu yapılarında karşımıza başka bir paralel yapılanma şeklinde gelmeyeceğinin garantisini kim verebilir? Ya da bugün iyi niyetli insanların meydana getirdiği bu kurumların yarın kötü niyetli kişilerin kontrolüne geçmeyeceği? Elinde bir makbuz ve çanta geliyorlar. Size de gelmişlerdir. Falanca ilçenin falanca köyünde öğrenci yurdunda kalan talebelere yardım diye. Bu insanların öğrencilere hangi bilgileri verdiğini nereden biliyoruz. Mutlaka iyi niyetli olarak bu hizmeti verenler vardır. Hepsini aynı değerlendiremeyiz. Ama bir gerçek var ki tam olarak niyetlerini de okuyamayız.? Bu tedbiri almak zorundayız                 Çocuklarını bazı kurumlara vermeye mecbur kalan velilerin bu gerekçesini ortadan kaldır- maya yönelik adım atılmasının doğru bir girişim olacağını ifade eden Onur Şahin, ?Bu tedbiri al-mak zorundayız. Devlet olarak imkânı olmayan ilk orta lise üniver- site ayrımı yapmadan tüm öğrencilerin barınma ihtiyacını çözmek zorundayız. Öğrenci velilerinin, yurt parası vermeye okutmaya imkânım yoktu, o nedenle bu yerlere çocuğumu vermek zorunda kaldım gerekçesini ortadan kaldırmalıyız. Savaştan kaçarak ülkemize sığınan mazlum halklara 10 milyar dolar harcayan ülkem, kendi evlatlarının ve bu ülkenin geleceği için gerekirse bir 10 milyar dolar harcamalı ve tüm öğrencilerimizin eğitim ve barınmayla ilgili ihtiyaçları hiç bir dini gruba ihtiyaç görmeden çözmelidir. Bu kapsamda Hükümet yeni bir OHAL Kararnamesi çıkartarak objektif bir şekilde tespit edilen ve dini cemaatlere ait eğitim ve yurtları kapatarak devlete bağlamalıdır. Ve bu tarih itibariyle de bu tür dernek, vakıf ve okul gibi yapıların kurulmasında özel ihtisaslaşmış bir komisyon kurulmalı ve bu komisyonun incelemesine tabii tutulmadan bu tür müesseseler hayata geçirilmemeli? dedi. Mustafa Kemal Atatürk´e özür borçluyuz                 Açıklamasının son bölümünde ise dikkat çekici açıklamalara yer veren Şahin, konuşmasını şu şekilde tamamladı, ?Mustafa Kemal Atatürk tekke ve zaviyeleri kapatıp, şeyh molla gibi unvanları yasakladığından dolayı belirli ke-sim yıllarca eleştirdi..Kimse unutmasın ki Atatürk, sadece yaşadığı dönemi değil geleceği de okuyabilecek kadar ufku geniş bir liderdi.O biliyordu ki, millet olarak dinine kayıtsız bağlı, ama yıllarca her vakit namazda okuduğu Fatiha suresinin manasını bilmeyecek kadar da sorgusuz bir şekilde dinden haberdar. Ve bu Müslüman halk kitlesi, kötü niyetli kimseler tarafından çok rahatça yönlendirilebilir ve ülke güvenliğini tehlikeye sokabilirler. Atatürk bu yapıların faaliyetini yasaklamış ve Diyanet İşleri Başkan- lığını kurdurmuş, halk anlasın diye de İlk Türkçe Kur´an meal ve tefsirini hazırlatmıştır. Dini cemaatlerin, Türk milleti gibi dindar olan bir toplulukta iyi denetlenemediği için yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini yıllar öncesinden görmüştür Atatürk..Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuş ve dinin hem ilmi yönden doğru bir şekilde millete sunulmasını sağlamış, hem de Devletin kontrolünde olmayan yapıların şekillenmesine müsaade etmemiştir. Bugün bir fırsattır. İsmi, yönü ne olursa olsun tüm cemaat ve guruplara ait okul, kurs yurt adı altında tüm faaliyetleri kapatmayalım. Devletleştirelim. 1945 yılında çıkartılan Orman Kanunu ile tüm Ormanları Devletleştirdiğimiz gibi. Unutmayın, İktidarlar gelip gidiyor, partiler açılıp 15 -20 yıl sonra kapanıyor ama bu cemaat ve gruplara ait yapılaşma her geçen gün büyüyerek gelişiyor, gün geliyor Devlete ve Türk Milletine kafa tutuyor. Benden söylemsi, araba devrildikten sonra yol göstermenin anlamı yok.?  

Editör: TE Bilisim