Ülke olarak Cumartesi günü hafızalarımıza bir felaket sahnesi şeklinde kazındı. İstanbul´da yaşanan bombalı saldırıda 44 vatandaşımız hayatını kaybetti ve yüzlerce yaralımızın da hastanelerde tedavilerine devam ediliyor. Hayatını kaybedenlerin 38´i polis 6´sı da sivil vatandaşımızdı. Polislik mesleğini yapan insanlar hayatının her anını ölümle burun buruna yaşıyor. Polis Şehitleri ve Malul Gazileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Şenel Şahin ile yaptığımız röportajda bu zorlukların boyutlarını ve verilen mücadeleyi ele aldık. Başkan Şahin son günlerde yaşanan terör olayları ile alakalı da gündemi değerlendirdi. Şahin´le yaptığımız röportajın detayları şöyle: Merhaba sayın başkanım bize kendinizden ve derneğinizin kuruluş sürecinden biraz bahseder misiniz? Merhaba ismim Şenel Şahin emekli polisim. Derneğimizi aktif olarak 2000 yılında kurduk. Daha öncesinde de çalışmalarını yürüttük gerekli alt yapıyı sağladıktan sonra hayata geçirdik. Normal bir dernek statüsünde değil bu dernek. Manevi yönü itibariyle bir kanarya sevenler derneği gibi değil. 2000 yılında o dönemin şartlarında devletin binalarını kullanma şansımız vardı bizde bunu kullanarak polis evi içerisinde kurduk. Dönemin Emniyet Müdürü bize bir oda gösterdi ve o dönem ki Ordu Valisi Sayın Kemal Yazıcıoğlu´nun da destekleriyle birlikte dernek fikrimizi fiiliyata geçirdik. 2 masa 2 sandalye ile bu kutlu yola çıktık şehitlerimizin adını yaşatmak ve geride bıraktıkları emanetlerine elimizden geldiğince sahip çıkmak için her türlü zorluğa göğüs germeyi bildik. İlk olarak merkezi Ankara´da bulunan Emniyet Şehitleri Derneğini kurduk o dönemki bazı sıkıntılardan dolayı onu kapattık ve Genel Merkez statüsünde Polis Şehitleri ve Malul Gazileri Yardımlaşma Derneği olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Genel merkez olmamıza rağmen koordinasyonunu tam sağlayamadığımız için şube açmadık. Ancak sosyal medya üzerinden bizimle iletişime geçen şehit ve gazi aileleri bize ulaşıyor ve dertlerini sıkıntılarını iletiyor bizlerde elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Başkanım derneğinizin içerisinde yürüttüğünüz temel faaliyetleriniz nelerdir? Dönem dönem burada kermes etkinlerimiz ve imkanı olmayan ailelerimizin öğrencilerine burs içerikli çalışmalar yapıyorduk. Düzenlenen yasalarla birlikte devletimiz bu noktada elinden geleni fazlasıyla yapıyor. İhtiyaç sahibi olan aileler ve öğrencilerin giderlerini üstleniyor. Her dönem başlangıcında Sosyal Güvenlik Kurumu öğrencilerimize eğitim yardımlarını düzenli olarak yapıyor. Memurluk alımlarında ve Emniyet Müdürlüğü personel temin ederken yasalar çerçevesinde şehit ve gazi çocuklarına farklı imkanlar sunuyor. Başkanım burada şehit ve gazi ailelerinin hukuki danışmanlığını da yaptığınızı biliyoruz. Bu süreçte karşınıza çıkan sorunlar nelerdir? Kurumlar arasındaki çıkan prosedürler karşımıza çıkan en baştaki sorunlar. Ben bu konuyu şu şekilde anlatayım isterseniz. Emniyet Müdürlüğü bünyesinde şehit olan veya gazi olan bir kardeşimiz emekli statüsüne geçiyor. Emekli olduktan sonra ki süreçte Sosyal Güvenlik Kurumu ilgileniyor ve Emniyet gerekli raporları tuttuktan sonra bunları Sosyal Güvenlik Kurumuna iletiyor. Burada ki süreçte maaş bağlanıp ve sosyal güvence altına alınması gerekiyor. Her ne oluyorsa buradan sonra süreç çok farklı işliyor ve bir sürü problemle karşılaşabiliyoruz. Örneğin Ordu merkezde görev yapan bir polis terörle mücadele kapsamında Mesudiye´ye operasyona gidiyor. Bu yolculuk esnasında Ulubey´de bir kaza yapıyor ve şehit oluyor. Yasaya göre sıcak çatışmaya girecek ve ancak o zaman terör olayı olarak adlandırılıyor. Peki biz soruyoruz nere giderken kaza geçiriyor? Bu kazanın gerçekleştiği yer olay alanına ulaşmak için kullanılmıyor mu? Bu durumda terör ile mücadele kanunu çerçevesinde bir yaptırım uygulamıyor trafik şehidi olarak geçiyor ve haklarını ona göre belirliyor. Bu olayları da iştirakçi ölüm olarak adlandırıyorlar. Bizler bu tür olayların çözülmesi için çok büyük mücadeleler veriyoruz. Geçtiğimiz Ocak ayında Başbakan yardımcımız sayın Numan Kurtulmuş bizleri ziyaret için derneğimize geldi. Bizlerde kendilerine vermek için bu tür durumların olduğu 9 maddelik bir dilekçe verdik. Bizler söyleyene kadar onlar da olaydan habersizdi bu vesileyle bu konulardan da haberdar oldu. İlettiğimiz maddelerin birkaçı çözüme ulaştı ancak kilit noktalarda olanlar ise kanun değişikliği sebebiyle hala çözülmeyi bekliyor. Bahsettiğimiz trafik kazası konusunun da bizler takipçisi olduk avukatların çözemediği davaların takipçisi olduk ve çözüme adım adım ulaştık. Bizler burada şehit ve gazilerimizin emanetlerinin yılmaz bekçileriyiz kesinlikle bu kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Başkanım şuanda ülkemizin içinden geçtiği sıkıntılı bir süreç var siz bu konuyla alakalı neler düşünüyorsunuz? Ülkemiz 15 Temmuz´da çok büyük bir badire atlattı Allah bir daha ülkemize böyle bir şey yaşatmasın. Ben 1987 yılında Trabzon´da görev yaptığım sırada bu FETÖ yapılanmasının çok tehlikeli bir yapı olduğunu ve ülkeye günden zarar verdiğini dönem dönem arkadaşlarımızla paylaşıyorduk. Bu fikirler konuşulsa da bu denli bir yapılanma gündemde değildi. 7 Haziran seçimlerinden sonra ülkemizin muhatap olduğu terör faaliyetleri ve pkk zihniyetinin savunucularının meclise girmesi süreci daha da kötü hale getirdi. O dönemlerde ve öncesinde yetkililerin duruma bu şekilde bir politik ve siyasi çözüm odaklı yaklaşması karşı taraf nezdinde bir suiistimale uğradı. Bizim ülkemizde kürt sorunu diye bir sorun yoktur, bu yanlış bir teşhis oldu maalesef. Bunlar mecliste kürtleri temsil etmiyor. Alenen pkk propagandası yapıyor. Kesinlikle kürt halkını temsil etmiyorlar. Bizler kürdü, lazı, çerkesi ve diğer unsurlarla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devletini oluşturuyoruz. Adımız bir al bayrağımız bir bunların aksini iddia eden varsa farklı emelleri var demektir. Bizim burada görmemiz gereken şey tek yürek halinde millet olarak bütünleşmemiz. Diğer yabancı ülkelerin bölücü faaliyetlere desteğini açık bir şekilde görmekteyiz. Bütün dünya Türkiye Cumhuriyetine karşı birleşmişken bizim sessiz kalmamız bize zarar verir. Siyasi olarak ayrılmadan ay yıldızlı bayrak etrafında toplanmamız gerekir. Ben de bu vesileyle İstanbul´da yaşanılan bombalı saldırıda hayatını kaybeden şehitlerimize Allah´tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Ayrıca yaralanan kardeşlerimize de Allah´tan acil şifalar diliyorum. Bizimde diğer şehit ve gazi dernekleri ve astsubay dernekleri ile birlikte planladığımız ve Cuma günü saat 2´de yapacağımız yürüyüşe siyasi farklılıkları ortadan kaldırarak ay yıldızlı bayrağımızla birlikte sizin vasıtanızla Ordu halkını davet ediyorum. Çarşamba günü de sosyal medya ve yerel basın aracılığıyla detayları da paylaşacağız.