Haber: Mustafa Kemal Poyraz    Salih Yazgan, terzi Salih olarak da anılıyor. Türkiye onu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında yaptığı anlamlı etkinlik ile tanıdı.     ?´Yıl boyunca 23 Nisan´ı çocuklar gibi heyecanla bekliyorum´´ diyen Salih Yazgan bu organizasyonu yıllardır yapıyor. 4 yıldır mahallesini Türk bayrağı ve Atatürk posterleriyle donatıyor.     Aslen Ordulu olan Salih Yazgan, Kuzey in Yıldızı dergisinin Haziran sayısında açıklamalarda bulundu. İşte o röportaj:Salih Yazgan kimdir, kendinizi tanıtır mısınız?    1955 yılında Ordu merkeze bağlı Öceli köyünde doğdum. İlkokul ikinci sınıfa kadar okudum. O dönemlerde okuldan ziyade mesleğe önem verildiği için terzilik mesleğine başladım. Mesleğe Ordu´da Yaraşlı köyünden Adil Gönül´ün yanında işe başladım. Allah rahmet eylesin ilk ustam oydu. Yine Yaraşlı köyünden Temel Gül olmak üzere terzilik mesleğini bu iki kişiden öğrendim. 1966 yıllarında İstanbul´a gittim. İstanbul´da bu mesleği meşhur insanlarla yaptım. Daha sonra tekstil işine atıldım. Yanımda 15-20 kişi çalışırken 1982-83 yıllarında ünlü firmalara 20 yıla aşkın mal ürettim. O günlerde yanımda küçük bir çocuk çalışıyordu adı da Tarık Mengüç´tü. Hani şu şak şu kayı söyleyen Tarık Mengüç. Burada Marmaris´te iki kez yanıma gelerek beni ziyaret etti. Yanımda çalıştığı dönemlerde tuvalete girip çıktığında? Usta şiir yazdım oku da dinle? derdi. Yahu git işine bak. Başka işin yok mu derdim. Meğerse çocuğun içinde varmış. Bugün şarkıcı oldu. Temiz ve güzel çocuk. 1975 yılında vatani görevimi yapmak için Kütahya´ya gittim. Orada 3 gün kaldıktan sonra terzi olarak Eskişehir´e gittim. Orada vatani görevimi yaparken sıcak bir yaz gününde ağaçların dibine yatıp uzandığımda koşuşturmalar olduğunu gördüm. Askerler koşuştururken ben keyfimi bozmadım. Terzi olduğum için kışlanın içerisinde sivil dolaşıyordum. Herkes koşarken sen neden yatıyorsun toplansana dediklerinde? Ne oluyor, niye toplanacağım dediğimde, gelen Hava Kuvvetleri Genel Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya dediler. Adam gayet iyiymiş, başçavuş olsa bana iki tokat atardı dedim. Eskişehir´de öyle güzel bir anımız da oldu. Vatani görevimi Eskişehir´de tamamladıktan sonra mesleğime kaldığım yerden İstanbul´da devam ettim. O süreçte evliliği düşünüyordum. Alacağım kızın Karadenizli olmasını istiyordum. En azından hamsi ve pancar yemeklerini yapar diyordum. 1977 yılında Uzunisa´dan Ayşe hanımla evlendim. İki oğlum bir kızım var. Onları İstanbul´da everip Marmaris´e geldim.  Marmaris´e gelmemle birlikte onlarda peşimden buraya geldiler. Bir tanesi baba mesleği olan Terzi, diğeri de bayan kuaförü. Kızım ise yaşamını İstanbul´da sürdürüyor. 13 yıldır yaşamımı Marmaris´te sürdürüyorum. Burada hatırı sayılır bir Ordu nüfusu var. Burada yaşayan Ordulular inanın ki hiç bozulmamışlar. Geleneklerine, göreneklerine bağlı kalmayı başarmışlar. Burada ikamet eden Orduluların neredeyse tamamına yakını inşaat sektöründe çalışan insanlar. Çok para kazanmışlar ama kazandıkları paraları iyi değerlendiremediklerini görüyoruz. Burada satılık dünya kadar yer varken başka insanlar buraları almışlar. Buraları keşke Ordulular almış olsaydı, Orduluların buradaki konumları şimdi daha farklı olurdu. Bende burada terziliğe devam ettim. Marmarisliler beni gördüklerinde sen artık Ordulu değil Marmarislisin diyorlar. Burada beni çok seviyorlar. Marmaris´te hatırı sayılır derecede Ordulu olmasına rağmen, burada yönetim bazında Orduluları göremiyoruz, Ordulu birisi olarak bu eksiklik sizleri rahatsız etmiyor mu, Bu konuda neler söylemek istersiniz?    Çok iyi bir konuya değindiniz. Buraya geldiğimde Egeliler bayrak asmıyor, burayı da cumhuriyetin kalesi olarak adlandırıyorlardı. Bir gün ben buralara bayrak asacağım dedim. Hanım bana senin başka işin yok mu dediğinde? Sen karışma ben bayrak kampanyası başlatacağım? dedim. Bir sokaktan başladım bayrak asmaya. Baktım ilgi iyi. İkinci sene, üçüncü sene, dördüncü sene derken geçen yıl bayrak astığım yerleri 10 bin kişi ziyaret etmiş. Atatürk posteri ve Türk bayrakları asarak güzel bir iş yaptığımı düşünüyorum. Orayı bölgenin üst düzey insanları ziyaret eder. Biz bu işe hiçbir zaman siyaset bulaştırmadığımız için herkes oraları gönül rahatlığı içerisinde ziyaret eder. Yeniden dünyaya gelseniz nerede yaşamayı isterdiniz?    Ülkemizin her yeri güzel. Marmaris´te yaşamayı düşünsem, Orduluların rahat yaşaması anlamında buraya erken gelirdim. Marmaris´in en büyük özelliği, insanları hoş görülü. Atatürk´e ve Cumhuriyete sadık insanlar. Burada onlarla yaşadığım için çok mutluyum. Burada yaşayan Ordulular da kazandıklarını onlarla birlikte burada tüketiyor. Önemli olan değerlerimize sahip çıkılması. Bu anlamda Marmaris´te yaşamış olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyorum.

Editör: TE Bilisim