Nedir bu çiğlikler, ham davranışlar;
Kendini hâlâdır haslamaz mısın?
Delibozuk çağın bitmek bilmiyor;
Aklını başına seslemez misin?
Kavak yellerin hep esmekte dâim
Vuslata yolunu kesmekte dâim
Bekleyenlerini yasmakta dâim
Kemâli kendine üslemez misin?
Nere bu gidişler, kirli yüzlerle?
Argo kelimeler, abes sözlerle!
Çarpık yürüyüşler, çapkın gözlerle!
Bir gün bir duvara toslamaz mısın?
Yedin-içtin, azdın; oldun bir azman!
Ne konu açılsa, hepsinde uzman!
Mâşâllâh, var belli okuman-yazman;
Bunu nezâketle süslemez misin?
Kimin alır, kimisini satarsın
Varlığın üstüne varlık katarsın
Farkında, ya değil; hava atarsın
Biraz da şeytana taslamaz mısın?
Görmez misin herkes bırakıp gider
Nerde dayı emmi, nerede peder?
Aklı olan bâkî gâyeler güder;
Fânî olanları kes’lemez misin?
Bilmez misin bizler gitmeye geldik
Hakk’ı, hakîkâti tutmaya geldik
Bir yâr için yanıp-tütmeye geldik
Sen böyle duygular beslemez misin?
Nûrânî, çok doğru; güzel söylersin
Sen de nasihatla gönül eylersin!
Sen orada, biz burada; neylersin!
Bizi de dinleyip paslamaz mısın?
Aramız çok değil, bir ince perde!
Bir bakarsın kalkar ummadık yerde
Farklı kompartıman, aynı seferde
Belki bir durakta ras(t)lamaz mısın?
Dünyâmız birdir de, âhiretimiz?
Var mı selâmete hiç niyetimiz?
Belki varsa bile yok diyetimiz!
Ya, nâr-ı cahîmi üslemez misin?
Aman Yâ Rabb koru Sen hepimizi
Kayanlar olursa buldur hep izi
Komşu kılsın için Rasûle bizi
Gönlünü o bağra yaslamaz mısın?
Sağol beyim, okumaktan zevk aldım
Yalnız biraz uzun, sanki dayfaldım!
Belki düşünceden, şaşırdım kaldım!
Bundan böyle bizi seslemez misin?