Haki Yener´in babası Amasya Yıldırım Beyazıt Medresesi hocası olan Müderriszade Mehmet Hüsnü Efendidir. Amasya ve civarında çıkan bir salgın hastalıktan dolayı Müderriszade Mehmet Hüsnü Efendi Osmanlı döneminin son Trabzon Müftüsü olan dayısı Şair Tıflı Hoca tarafından Ordu´ya getirilmiştir. Eski Biben köyü şimdiki Zafer köyünde 1902 yılında doğan Haki Yener, rüştiye mektebini bitirmiştir. Haki Yener, beş erkek iki kız olmak üzere toplam yedi kardeştir. Haki Yener´in iki kardeşi Birinci Dünya Harbinde Gümüşhane Harşut ile Elazığ Harput arasında şehit olmuşlardır. Diğer erkek kardeşler de Kurtuluş savaşı gazisidir.Haki Yener, babasının erken yaşta vefatı üzerine Cumhuriyet´in ilanından sonra 1925 yılında 23 yaşında ticaret hayatına atılmış ve genç yaşta ilk ticarethanesini Ordu´da kurmuştur. Haki Yener, genç yaşta çıktığı ticaret hayatında Doğu Karadeniz´in zaman içinde en büyük gıda toptancısı olmayı başarmıştır. Haki Yener yanında yetiştirdiği, çalışkan ve dürüst insanları da ticaret hayatına kazandırmıştır. Onlara ticarethane kurmalarında maddi manevi yardımlarda bulunmuştur. Üç evlilik de yapan Haki Yener´in ilk eşi altı ay yaşamıştır. İkinci eşinden üç tane oğlu, üçüncü eşinden ise dört kızı bir oğlu olmuştur. Manevi değerlere ilime ve tahsile de çok önem veren Haki Yener, ilim, irfan ve hikmet aşığı bir insandı. Haki Yener, sağlığında binlerce öğrenciye okuması için hayrına çok burs vermiş bir kişidir. 1940´lı yıllarda çocuklarını en iyi eğitim alabilmeleri için İstanbul´da Şişli Terakki, Galatasaray ve Saint Benoit ve Kabataş Erkek Liselerinde okutmuştur. Bu çabaları Haki Yener´in eğitime ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Haki Yener, ?Ceketimi satar, yine de okumak isteyen evladım olsun veya olmasın, muhakkak onu okuturum ? anlayışına sahipti. Haki Yener, memleketin kalkınması için eğitimin ne kadar önemli olduğuna inanmıştı. Aynı zamanda Müderris ve Hafız da olan Haki Yener, ilim ve irfanın gelişebilmesi için Ordu İmam Hatip Lisesi başta olmak üzere birçok okul ve cami yapımına çok ciddi katkılarda bulunmuştur. Onlarca evsiz ve mağdur insana ev yapabilmeleri için arsa vermiş ve bazılarının da bizzat evlerini yaptırmıştı. Haki Yener, tüm bu hayır ve hasenatları ? sağ elin verdiğini sol el bile bilmeyecek? mantığıyla gizli olarak yaptırmıştır. Bir dönem Ordu Ticaret Odası Başkanlığı da yapmış olan Haki Yener, 76 yaşına kadar iş hayatında aktif olarak yer almıştır. Üzerine güneş doğmadan, kalkıp her gün bir cüz Kuranını okuyan Haki Yener, sabah namazını da kılıp, doğru iş yerinin kapısını açacak kadar enerjik ve çalışkan bir insandı.Uzun yıllar boyunca yapmış olduğu ticaret hayatında Haki Yener, asla karaborsaya ve stokçuluğa izin vermiyor ve her türlü fırsatçıların halkı sömürmesine karşı çıkıyordu. Ordu Valiliği tarafından 1937 yılında Haki Yener müessesine özel izin ve ruhsat verilmiş, Ordu´da karaborsayı önlemek için bazı önemli temel gıda maddelerin Haki Yener´in denetiminde satılması devlet tarafından uygun görülmüştür. Bu onun yaptığı alışverişte ve ticaretinde ne kadar seviyeli, ahlaklı, adaletli ve dürüst olduğunu ispatlamaktadır.1940´lı yıllarla birlikte başlayan ikinci dünya savaşının ülkemiz üzerinde olumsuz ekonomik etki yaptığı yıllardı. İkinci dünya harbi esnasında zirve yapan sıkıntılar ise hala bir efsane gibi zihinlerde tazeliğini koruyordu. Savaşa girmemiştik, kan dökülmemişti. Ama kıtlık ve yokluk etrafı kasıp kavuruyor, verem hastalığı bir salgın halinde toplumda hızla yayılıyordu. En çok ekmeğin yokluğunun yaşandığı ve ekmeği olanların parmakla gösterildiği, Anadolu halkının yokluk ve yoksulluğu iliklerine kadar yaşandığı bu zor yılları unutmak ne mümkündü. Ekmek karın doyurma adına açlığı bastırma görevi yaptığı için çok önemli bir gıda olarak sayılıyordu.Ekmek, gaz ve şekerin karneyle verildiği birçok temel ürünün yokluğunun çekildiği ve karaborsanın hortladığı, o dönemde şehirden şehre un getirmek ve götürmek yasaktı. Yirmi kilo un toplam bir liraydı. Herkes köyünde, memleketinde toprağında ne bulursa onu pişirip yerdi. Bazı uyanık varlıklı köylüler geceleri katırlarla şehre mısır unu getirir, Ordu´daki bir handa sabaha karşı gizlice satarlardı. Köylerde mısır ekecek tarlaları olmayanların mısır ekmeği bulma sıkıntısını çok çekmişlerdi.Ordu´da çarşıdaki fırınlardan karneyle alınan ekmekler halka pek yetmez ve doyurmazdı. Vatandaşlar evde kendi yaptıkları ekmekle sofrayı takviye eder, öyle idare ederlerdi. Günde kişi başına bir ekmek verilirdi. Evden kalkıp karne ile ekmeği almak için fırına bazen çocuklar yollanırdı. Ekmek alırken fırınların önünde izdiham olur, kuyruklar uzardı. HAKİ YENER, MÜŞTERİSİNİ DAİMA KOLLAYAN, KORUYAN BİR TÜCCARDI Ordu Ticaret Odası Meclis Başkanlığı yaptığı 1949-50 yıllarında, Ordu Tekâmül gazetesinde "Haki Yener Müessesi" tarafından yayınlatılan bazı ilginç ilanlara rast gelmek mümkündür. Piyasada o yıllarda satılan ünlü markaların sahtelerine ve taklitlerine karşı Haki Yener gazete ilanlarıyla halkı bilgilendirip, ikaz etmiş ve mücadele etmiştir. O yıllarda ne rekabet yasası, ne Tüketiciyi koruma kanunu nede tepki verecek bir sivil toplum örgütü vardı. Rahmetli Haki Yener o yıllarda tek çare olarak temel gıda ürünlerinde çeşitli hileler yaparak, saf halkı kandıran uyanık sahtekârlara karşı mahalli gazetelere ilanlar verip, Ordulu hemşerilerini uyarıyordu. Haki Yener, müessesine kadar gelen alış veriş yapan müşterilerine karşı hep dürüst davranmıştır. O piyasada emtia fiyatlarının yükselmemesinin baş aktörüydü. Haki Yener kendi müessesesine gelen köylü veya şehirli müşterisini daima kollayan, koruyan bir tüccar olmuştu.Piyasanın gıda, manifatura, kırtasiye, hırdavat, zücaciye dallarında Ordu´nun en güçlü toptancısı olan Haki Yener, Giresun´a ve Samsun´a dahi devamlı mal yollardı. Bu gücünü tamamen halkın menfaatine kullanıp, piyasada fiyat oluşturan bir denge unsuru olmuştur. Diğer tüccarlara fazla karla ve fahiş fiyatla mal satmasına asla müsaade vermemiştir. Bu yapısından dolayı Haki Yener, tüm piyasanın ve Ordu halkının hiç unutamadığı saygı ve sevgi duyduğu sembol ve sempatik bir kişilik olmuştur. HAKİ YENER (1963- 1978) ARASINDA CKMP VE MHP İL BAŞKANLIĞI DA YAPMIŞTI? Haki Yener, memleketin ve milletin sorunlarına da oldukça duyarlıydı. 1963 yılında rahmetli Osman Bölükbaşı´nın kurduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinin Ordu il Başkanlığı ile siyasi hayatına başlamıştır. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinin, Milliyetçi Hareket Partisine dönüşmesiyle birlikte Rahmetli Alpaslan Türkeş ile siyasi yoluna hiç sapmadan ve aralıksız olarak devam etmiştir. Haki Yener, MHP Ordu İl Başkanlığını vefat ettiği 1 Eylül 1978 tarihine kadar hiç bırakmamıştır. Milliyetçi, muhafazakâr, ülkücü, alperen, cumhuriyetçi, Atatürkçü bir gençlik yetişmesi için zamanında çok gayret gösteren Haki Yener, Ordu tahıl pazarındaki şahsi binasını MHP ve Ülkü Ocaklarına tahsis etmiştir. MHP Kayseri eski Milletvekili Mehmet Doğan´ın ?Anadolu Alperenleri? adında Haki Yener´in hayatı ve mücadelesini anlattığı bir kitabı da vardır. Haki Yener´in günümüzde pek bilinmeyen yönleri ve orijinal faaliyetleri de vardır. Bunlar arasında, Ordu´ya ilk modern arıcılığı getiren ve fenni peteklerde bal üreten kişilerden birisidir. Haki Yener´in Ordu´ya arıcılığı getirmesinin en önemli nedeni ise halkın bu mesleği öğrenmesi ve fındığa alternatif olarak düşünmesi adınadır. Haki Yener, yine aynı amaçlarla köyünde örnek olarak küçük ve büyük baş hayvancılık yaptırmış, Ordu´ya ilk Jersey cins inekleri dışarıdan getirterek hayvancılıkta da halkına yine örnek olmuştur.DEVAM EDECEK...