Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Ordu Şube Başkanı Neşet Sayman, Menemen Olayı'nın 90. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, "90 yıl önce düştüğü yerde ölümsüzleşen Kubilay, gericiliğe karşı savaşın sembolüdür" dedi. Sayman'ın açıklaması şöyle: "90 yıl önce bugün Menemen'de Cumhuriyet'e ve Atatürk'e karşı ayaklanan yobaz bir grup, öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı, bekçi Hasan ve bekçi Şevki'yi katletmiş ve Atatürk'ün başlattığı aydınlanma rüzgarını haince ve acizce kesmeye çalışmışlardır. Bu kanlı kalkışma, Cumhuriyet'e karşı yapılan başarısız girişimlerden biri olmakla beraber, katledilen devrim şehitlerimizi ölümsüzleştirmiştir. Cumhuriyet'e ve Atatürk devrimlerine inanmış Mustafa Fehmi Kubilay, bağlı olduğu değerler adına canını hiçe saymış, Cumhuriyet'in korunması uğruna ulusumuzun hiçbir özveriden kaçınmayacağının göstergesi olmuştur. Kubilay, Büyük Önderimiz Atatürk'ün belirttiği gibi "Cumhuriyet'in hayatiyetini tazeleyen ve kuvvetlendiren" bir simge olarak ulusumuzun gönlünde "devrim şehidi" olarak ölümsüzleşmiştir. Kubilay'ın yeni harflerle eğitime karşı çıkan gericiler tarafından şehit edilmesinin ardından Atatürk yayınladığı taziye mesajında; "..Kubilay Bey şehit edilirken, mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında, ahaliden bazılarının onlara alkışla destekte bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir." demiştir. İşte o gün orada alkışlayan zihniyet, maalesef Menemen'den bu yana defalara ama defalarca Cumhuriyet'e, değerlerine ve aydınlarına saldırmaya devam etmiştir. Her dönemde toplumumuzun Cumhuriyet döneminde elde ettiği çağdaş kazanımları yok etmeyi amaçlayan oluşumlar ortaya çıkmış, Türkiye, benzer gerici kalkışmaları Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Sivas'ta daha geniş katliamlar halinde defalarca yaşamış; Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Turan Dursun gibi nice aydınımız katledilmiştir. Cumhuriyet'i ve değerlerini içine sindiremeyen anlayış, o alçak alkışların yankısı olarak varlığını sürdürmektedir. Eğitim kurumlarını, üniversiteleri değersizleştiren yaklaşımlar, yeni Türk alfabesinin kaldırılıp Arapçanın yazı dili olmasını isteyenler, kadınların iş hayatından ve toplumsal yaşamdan soyutlanıp ev işlerini yapan işçiler olarak konumlanması gerektiğini ifade edenler, karma eğitimden rahatsız olanlar, özetle Cumhuriyet'in ne kadar kazanımı varsa tersini isteyenler bu alkışın günümüzdeki yansımasıdır. Ancak bu gerçeklik bize tek bir şeyi göstermektedir: O alkışlar sürüyorsa, Kubilaylarda buradadır! Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim neferlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Eğitim-İş olarak, tıpkı devrim şehidimiz Kubilay gibi, her gerici saldırıya karşı ne pahasına olursa olsun göğsümüzü siper etmeye devam edeceğimizin altını çiziyoruz. Hainleri ve onları alkışlayanları değil düştüğü yerde ölümsüzleşen Kubilay'ları yazan şanlı tarih, bizim pusulamızdır! Cumhuriyet için, Türk Ulusunun hak ettiği yönetim ve yaşam şekline kavuşabilmesi için, aydınlık için kendini feda eden Devrim şehidimiz Kubilay'ı ve yoldaşlarını şükranla ve minnetle anıyor, huzurunda saygıyla eğiliyoruz.