Poyraz&Poyraz Fındık Entegre Sanayi Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Poyraz, her hafta düzenli olarak yaptığımız Cuma söyleşilerinin konuğu oldu. Poyraz ile başarılarının sırlarını, 2019 yılı fındık hasadı öncesi fındığın geleceğini konuştuk.
Poyraz&Poyraz Fındık Entegre Sanayi her yıl olduğu gibi bu yılda ilk 500´e girmeyi başardı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Evet, Poyraz&Poyraz fındık entegre olarak bu yılda ilk 500´e girmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İlk 500 firma arasında 426.sırada yer aldık. Bu konuda Ordu´da tekiz. Ünye´den Durak fındık, birde Doğuş Çay bu tablonun içerisinde yer aldı. Çoğu arkadaşımızın ilk 500´e girememesine şahsım olarak çok üzüldüm. Bu da ekonominin soğuk yüzünü ortaya koyduğunu düşünüyorum. 2018 Eylül-Ekim-Kasım ayları Türkiye için bir kaostu. Şirketimizin 80 milyon dolarlık ihracatı 60 milyon dolara düştü. Buna gerekçe olarak piyasanın kötü olmasından kaynaklanan nedenlerden ötürü bankaların kredi vermemesi oldu. Sadece ilimizde değil Türkiye´de ekonomik anlamda büyük sıkıntı var. 31 Mart yerel seçimler sonrasında bu işin düzeleceğini düşünmüştük. Neticesinde karşımıza İstanbul seçimleri çıktı. 23 Haziran sonrası ekonominin düzelmesini bekliyoruz. Düzelmesi de lazım. 23 Haziran sonrası radikal kararlar alınması gerekir. Şayet bu kararlar alınmazsa Koç´un dediği gibi tüneldeki ışık büyümek yerine küçülür. Ülkemiz adına çok zor bir dönem. Bu bizlerin değil, ülkeyi yönetenlerin kabahati. İnşallah akıllarını başlarına alırlar ekonomiyi düzeltirler.
Poyraz&Poyraz Fındık Entegre Sanayi olarak başarınızın sırrını öğrenebilir miyiz?
Fındık konusundaki başarımızın sırrı yıllara dayanıyor. Fındık ticaretinden önce hatırı sayılır derecede fındık üreticisiyiz. 40 yıldır fındık ticaretiyle iştigal etmekteyiz. Yaklaşık 20 yıldır fındığı dış ülkelere ihraç ederek ülkemize hatırı sayılır derecede kaynak aktarıyoruz. Bu konudaki başarımızın en büyük sebebi biz işimizi severek yapıyoruz. Fındık dışında başka bir ticaretle uğraşmıyoruz. İşimizi olduğu kadar ilimizi seviyoruz. Haliyle bu ili kalkındırmak adına çalışıyoruz. Şahsım kadar çocuklarımızda bu işin içerinde yer alarak başarımızın yükselmesinde önemli etken oldu. Fındık ticaretiyle birlikte geçmişte Çamsan olayımız oldu. Yüksel bey ile birlikte çalışmış olmanın gururunu ve onurunu yaşadık. Oradaki çalışmalardan icazetler aldık. O zamanlardaki tecrübelerimizi bugünlere taşımış olmanın meyvesini yiyoruz. Şahsımı en çok mutlu eden, yanımızda bizlerle birlikte çalışan, ailemizden biri olarak gördüğümüz çalışanımızın emekli olması sonrasında yanıma gelip helallik istemesi beni mutlu ettiği kadar hüzünlendiriyor. O insanın sevinç ve hüzün göz yaşları sonrasında bizlere etmiş olduğu duaları milyonlara değişmem. Yanımızda 225 kişi çalışıyor. Öncelikle hedefimiz yanımızda çalışanların maaşlarını ve sigortalarını ödeyelim gerisi bizim için önemli değil. Bizler bu aşkla bu şevkle çalışıyoruz. Ara sıra sıkıntılarımız olsa da çok şükür işlerimiz rast gitti. Başarımızın sırrı; işi sevmek, saygı ve sevgi.
Dünyada en çok fındık üreten il olmamıza rağmen fındık üreticisi fındığının karşılığını alabiliyor mu, bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu konuyu 3 şekilde değerlendirebiliriz. Birincisi fındık üreticisinin mutlu olması gerekir. İkinci olarak fındık ticareti ile iştigal edenlerin de mutlu olması gerekir. Nihayetinde bu sektördeki kişiler de evine ekmeğini bu işten götürüyor. Son olarak alıcının da mutlu olması gerekiyor. Fındık sadece Türkiye´de yetişmiyor. Dünyada kuru yemiş çeşitleri var. Bademdi, fıstıktı, kakao vs. Bunlara da bakmak gerekiyor. Fındık bu ürünlerle eş değerdeyse fındık ucuz değildir. Fındık bu ürünlerin altında satılırsa ucuz demektir. Fındık da dahil, bir ürün o yıl az olmuşsa fiyatı yüksek, fazla olmuşsa fiyatı düşük olur. Bu sadece fındık için değil, tüm ürünler için geçerlidir. Fındık konunda en sorunlu il olarak Ordu görülüyor. Rekolte açıklanıyor Giresun´da, Trabzon´da Samsun´da batı da ses yok. Niye yok? Fındık bu illerdeki üreticinin %10-15 ini etkiliyor. Giresun, Samsun, Trabzon üreticileri fındık konusunda fazla serzenişlerinin olmadığını görüyoruz. Batıdaki fındık üreticileri dönüm başına almış oldukları rekolteden memnun oldukları için sesleri çıkmıyor. Ordu´daki fındık üreticilerinin %80´e yakını fındığa bağımlı olarak yaşıyor. Hükümetin bu konuda Ordu ilini pilot bölge olarak ilan etmesini beklerim. Ordulu fındık üreticine dönüm başı verilen miktarı artırırım. Devletimiz bunları yaparken üreticimize de büyük iş düşüyor. Diğer illerdeki fındık üreticisi dönüm başına 150-200 kilo ürün alırken Ordulu fındık üreticisi dönüm başına 80-100 kilo fındık alıyor. Bahçesine gerektiği gibi bakanların emeklerinin karşılığını aldığını görüyoruz. 10-20 dönüm fındık bahçesi olup dönüm başına 150-200 kilo almazsan, sonrasında piyasayı ve devleti suçlamakla bu işler olmaz. Üretici olarak sen ilk önce üzerine düşeni yapacaksın. Toprak tahlilini doğru dürüst yapmazsan, gübreyi atmaz, bahçe temizliğini yapmazsan, yağmurda harmandaki fındığın üzerini kapatırsan bu işler olmaz. Bu konuda üreticinin de çok suçu var. Bu konuda bizlerinde suçu var. Ekonomik anlamda güçlü olamıyoruz. Bu konuda güçlü olabilsek stok yapar, fındığı piyasaya arz etmeyiz. Burada ihracatçıları suçlamak yanlış bir şey. Biz fındığı ihraç etmek adına çocuklarımızla birlikte dünyayı tarıyoruz. Fındığını kim düşük fiyata satmak ister? Bende fındık üreticisiyim. Fındığımızı yüksek fiyata satar, daha fazla kazanırız. 100 dolara satıp 1 dolar kazanmak yerine 300 dolara satıp 10 dolar kazanmak bizlerin de işine gelir. Burada tarım il müdürlükleri ve ziraat odalarının büyük kabahatleri var. Üreticiye gerekli desteği yapmıyorlar. Fındık üreticisi ve fındık ihracatçısı olarak fındığın geleceğinin çok parlak olduğunu görüyorum. Her geçen yıl fındık tüketimi çok artıyor. 3-5 sene sonra Türkiye ve dünyadaki üretim tüketime yetmeyecek. Bu konuda şimdiden tedbir almamız gerekiyor. Tarım bakanı ormanlardan kesilen yerlerden sizlere arazi vereyim, oralara fındık dikin diyor. Doğru diyor, doğru söylüyor. Fındığın geleceği çok parlak. Amerika´nın şekeri yasaklaması yönünde çalışmalar olduğu söyleniyor. Şayet bu gerçekleşirse fındığın, bademin değeri çok artar. Bizim iyi üretim yapmamız gerekiyor. Kaliteli fındık üreterek bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu göstermemiz gerekir.
Türkiye´deki fındık üretiminin 3/1 dünyada fındık üretiminin 4/1 ine sahip olan Ordu ilindeki fındık yatırımları sizce yeterli mi, Ordu ilinde Sağra modeli başka fabrikalar kurulamaz mı bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu dedikleriniz Türkiye´de yapılıyor. Eti, Ülker, Konya Torku gibi işletmeler hatırı sayılır derecede fındık işliyorlar. Ordu´da böyle fabrikaların yapılması çok zor. Öyle bir iş gücünün olabileceğini düşünmüyorum. Hangi markete girersen gir fındıkla ilgili yüzlerce ürün görürsünüz. Bugün faizler düşük olsun o firmalar daha da büyürler. Dünyada rekabetçi olurlar. Yeter ki istikrarlı bir fındık politikası olsun. İstikrarlı bir devlet politikası olsun, bu kendiliğinden gelişir. Burada önemli olan ülkede güven olsun, istikrar olsun.
Fındık üreticisi ve ihracatçılığınızın yanı sıra Orduspor´da yöneticilik ve başkanlık yapmış birisi olarak Orduspor konusunda neler söylemek istesiniz?
Orduspor´un bugünkü konumu içimi acıtıyor. Orduspor´u bu duruma kim düşürmüşse vebalini çeksinler. Orduspor´u bu duruma düşürenlerden bir tanesi bugün çıkmış televizyon ekranlarına Türkiye ekonomisine yön vermeye çalışıyor. Ama bu kişi bir Orduspor´u yönetemedi. Bugünkü şartlarda Orduspor´un borcundan kurtulması mümkün değil. Orduspor´du, Yeni Orduspor´du bu konuda ikilik oldu. Orduspor´un zor durumunu gören dönemin belediye başkanı Enver bey yeni bir takım kurdu. Orduspor, Yeni Orduspor, Fatsa Belediyespor, Altınordu Belediyespor´la güç dörde bölündü. Ordu gibi bir ilin bir takımı olur. O takıma hep birlikte destek verilir. Ama Ordu´da böyle olmadı. Dörde bölünen güç tek bir takım üzerinde toplanmış olsaydı o takım bugün başka bir yerlerde olabilirdi. Yeni Ordusporun yeni yönetimiyle önümüzdeki sezon başarılı olacağını düşünüyorum.
Editör: TE Bilisim