Kuzey Yıldızı Dergisinin Ekim Ayı sayısında Onur Şahin’in ‘Fındığın Baş Düşmanı: Kahverengi Kokarca’ adlı yazı dizisinde Kahverengi Kokarca ile ilgili bilinmeyenleri kalem aldı. İşte o yazı dizisi…

1990 yılından itibaren dünyanın bir çok ülkesinde tarım ürünlerine büyük zararlar vermeye başlayan ancak  Ülkemizde 2016/2017 yıllarında görülmeye başlamasıyla haber olduğumuz kahverengi kokarcanın özellikle Karadeniz Bölgesinde  2023 ürün sezonunda başlayan , 2024 ürün sezonunda artarak devam eden ve ülke sathına yayılan  zararı,  kahverengi kokarcayla mücadelede 2017 yılından  bugüne  gelinen süreçte yapılan eksikliklerin ve yapılması gerekenlerin objektif bir yaklaşımla ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bu analiz yazımızda  2017 yılından bugüne zararlıyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar , Bakanlıkların  önleme yönelik izledikleri yol haritalarına yer vermek suretiyle nerede eksik yapıldığı ve daha da önemlisi  bugünden sonra ne yapılması gerektiğine cevap bulmaya çalışılacaktır.

               

Kahverengi kokarca,  ( Halyomorpha halys ) en bilinen istilacı zararlı böceklerden biridir. Çin, Japonya, Kore ve Tayvan›a özgüdür. Dünya çapında yüksek bir istila yeteneğine ve yayılma oranına sahiptir (Zhu ve ark., 2016). On Dokuz Mayıs Üniversitesi Bitki Koruma bölümünden Prof. Dr. Celal Tuncer tarafından  Kasım 2020 tarihinde hazırlanan ve Black Sea Journal of Engineering and Science dergisinde yayınlanan bilimsel makalede “   bu istilacı türün ilk olarak 1990’ların ortalarında Pennsylvania’da (ABD) kaydedildi (Hoebeke ve Carter, 2003) ve şu anda ABD’nin 44 eyaleti ve Kanada’nın 4 bölgesinde bulunmaktadır (Anonymous, 2018b). Avrupa’da, ilk olarak 2004 yılında İsviçre’de tespit edilmiştir (Haye ve ark., 2014). Daha sonra bir çok Avrupa ve Asya ülkesinde, Lihteştayn’da (Arnold, 2009), 2011’de Almanya’da (Heckmann, 2012), Yunanistan’da (Milonas ve Partsinevelos, 2014), 2012’de İtalya’da (EPPO, 2013), Fransa’da (Callot ve Brua, 2013), 2013’te Macaristan’da (Vetek ve ark., 2014), Romanya’da (Macavei ve ark., 2015), Sırbistan’da (Seat, 2015), Avusturya’da Vorarlberg ve Viyana’da (Rabitsch ve Friebe, 2015), İspanya’da (Dioli ve ark., 2016), Rusya’da (Mityushev, 2016), Bulgaristan’da (Simov, 2016), Gürcistan’da, Abkhazia ve Rusya’da (Gapon, 2016), 2017’de Hırvatistan’da (Šapina ve Jelaska, 2018), Slovenya’da (Rot ve ark., 2018) ve 2018’de Malta’da (Tassini ve Mifsud, 2019) kaydedildiği “ bilgisi verilmiştir.

 18             

Türkiye ‘de kahverengi kokarca   ilk olarak 2017 yılı itibariyla İstanbul ve Artvin’den giriş yaptığı ve 2019 yılında Artvin ilinden başlayarak Trabzon Hayrat ilçesine kadar yayıldığını tespit etmişlerdir (Ak ve ark., 2019). Saha gözlemleri sonucunda şu anda ülkemizin 2 bölgesine ait İstanbul, Yalova, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Arvin illeri de dahil olmak üzere 8 ile yayıldığı bilinmektedir. Zararlının potansiyel dağılım alanlarına ve ekolojik gereksinimlerine göre hazırlanan risk haritası incelendiğinde, Karadeniz bölgesinin özellikle kıyı kesimlerinin böcek için en uygun iklim koşullarına sahip olduğu görülmektedir.Bugün itibariyle zararlı Ege ve Akdeniz Bölgesinde de yayıldığı gözlenmektedir. Konferans, 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Tuncer’in direktörlüğünde ,  Torino Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Luciana Tavella, Gürcistan Fındık Birliği Başkanı Nikoloz Meskhi, Emilia Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Lara Maistrello ve ‘kahverengi kokarca’ ile biyolojik mücadele için yetiştirilen ve Japonica da denilen Samuray aracının buluşçularından İsviçreli uzman Dr. Tim Haye›nin konuşmacı olarak katıldığı konferansta dünya geneli ve Türkiye Özelinde kahverengi kokarca zararlısı tüm yönleriyle ele alınmak suretiyle genel kabul görmüş etkin mücadele yöntemlerinin de sunulduğu konferans aynı zamanda mücadele ile ilgili kurumlara uyarı niteliğindeydi. Konferansta Önümüzdeki yıllarda Avrupa ve Amerika’daki gibi böcek popülasyonu  Türkiye ‘de arttığında fındıkta yüzde 50’lerin üzerinde bir kayba sebep olabileceği uyarısı yapılmıştır.

Prof. Dr. Celal Tuncer ; 4 Nisan 2020 tarihinde The Guardian gazetesinde yayınlanan Selin Uğurtaş’ın haberinde eğer kahverengi kokarca böceğinin yayılması kontrol altına alınamazsa fındık üretiminin %30’nun, yani dünya fındık piyasasının beşte birinin zarar görebileceği konusunda uyarılarda bulunmuş ve bilim insanlarını söz konusu haşerenin kontrolü için hızla harekete geçmeye çağırmıştır .Black Sea Journal of Engineering and Science’de Nisan 2021 sayısında yayınlanan bilimsel makalede. Prf.Dr.Celal Tuncer ; Türkiye’de H. halys’in son zamanlarda ortaya çıkması ve yayılmaya devam etmesi, fındık üretimi ve ülkedeki diğer ürünler için gerçek bir potansiyel tehdit oluşturduğu ,  zararlının Türkiye›de ciddi bir şekilde ele alınması gerektiği  ve daha fazla yayılmadan mücadele programı başlatılarak kontrol altına alınmaya başlanması gerektiği, ayrıca, böceğin biyolojisi ve özellikle klasik biyolojik mücadeleyi de içeren uygun mücadele stratejileri üzerine çalışmalara acilen ihtiyaç duyulduğu tespit ve uyarılarda bulunmuştur.

Ülkemizde zararlının tespit edilmesinin akabinde Ziraat Fakültelerinin akademisyenleri, fındık ürününün ticarete konu olduğu özellikle ihracatçı birlikleri kahverengi kokarcanın fındık ürünü ve diğer tarım ürünlerine vermesi kesin olan zararlar ve mücadele yöntemleri hakkında ulusal ve uluslararası düzeyde bir çok çalışmalar yapmak suretiyle tehlikenin boyutuna dikkat çekmişler, mücadelenin acilen başlaması çağrısında bulunmuşlardır

KAHVERENGİ KOKARCAYA YÖNELİK ÜLKEMİZDE  MÜCADELE DÖNEMLERİ

A) PASİF MÜCADELE DÖNEMİ        ( 2017- 2022 )

2017 yılında ülkemizde varlığı tespit edilen kahverengi kokarcaya yönelik olarak mücadele dönemini iki ayrı döneme ayırabiliriz .  2017- 2022 yıllarını kapsayan  pasif mücadele dönemi ve kahverengi kokarcayla mücadele eylem planının açıklandığı ve uygulamaya konulduğu   2023-2025 dönemini kapsayan  aktif  mücadele dönemi

Her ne kadar ülkemiz için yabancı bir tür olmakla birlikte 1990 yılından itibaren Amerika ve 2000’li yıllarda Avrupa’nın bir çok ülkesinde görülen kahverengi kokarca zararlısına karşı bu ülkelerde zararlının kontrol altına alınması ve yok edilmesine yönelik mücadele yöntemlerinin varlığı ülkemizin bu zararlıyla mücadelesinde büyük bir avantaj sağlamsına rağmen maalesef bu zararlıya mücadelede birinci derecede sorumluluğu ve görevi olan Tarım ve Orman Bakanlığı 2017 – 2022 dönem aralığında   sadece zararlının yayılım güzergahının tespitine yönelik saha çalışmalarına ağırlık verme ve  2021 yılı sonunda biyolojik mücadele laboratuarı  oluşturma dışında  zararlının kontrol altına alınma ve yok edilmesine yönelik etkin bir mücadele yöntemleri geliştirmemiş, 2017 – 2022  dönemi içinde ruhsatlandırılmış biyosidal kimyasal ilaç ve biyoteknik mücadele kapsamında ruhsatlandırılmış feromon tuzakları oluşturulamamış, üreticilere yönelik biyolojik ve bioteknik mücadele desteği kapsamında fındık ürününe yönelik bir çalışma yapılmamıştır.

14

Bu dönemde  2018 yılından bu yana Doğu Karadeniz Bölgemizde tarımsal alanlarda ekonomik zarar vermeye başlayan Kahverengi Kokarca (Halyomorpha halys.) mücadelesi için Samsun Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan çalışmalar neticesinde Tarım ve Orman Bakanlığı  tarafından geçici ilaç tavsiyesinde bulunulmuştur. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden temin edilen tuzaklarla Terme, Çarşamba, Salıpazarı, Tekkeköy ve Ondokuzmayıs İlçelerinde toplam 17 tuzakta haftada iki kez kontrol edilerek zararlı takibinin yapılmıştır. 

Ankara Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile birlikte Bartın ilinde  2022 yılında 12 noktada, 2023 yılında 15 noktada feromon tuzaklar kurulup  Bartın ilindeki yayılımı takip edilmiş, tuzaklardaki zararlı sayısında önemli ölçüde artış olduğu görülmüştür.

Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü  (KTAE) bünyesinde, DOKAP (Doğu Karadeniz Kalkınma İdaresi) ve KİB (Karadeniz İhracatçı Birlikleri) tarafından yapım ve donatımı gerçekleştirilen biyolojik mücadele  laboratuarı  Ekim 2021 tarihi itibariyle hizmete girdi. Kahverengi kokarca ile yapılacak mücadele doğal parazitör olarak kullanılacak ve samuray arıcığı olarak da adlandırılan yararlı böceğin üretimi ve çoğaltılması çalışmalarına laboratuarın hizmete girmesiyle başlanmıştır.

2018- 2022  dönem aralığında Samsun ve Bartın ilindeki zararlının takibi Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize başta olmak üzere bir çok ilde yapılmıştır.Mücadele de pasif dönem olarak adlandırılan bu zaman diliminde zararlıyla ilgili üreticilerin ve meslek odalarının da dahil olduğu bir çalışma birlikteliği oluşturmak suretiyle zararlıya mücadelede kayda değer ve bütünlük arz eden mekanik,  biyoteknik, kimyasal ve biyolojik mücadele kapsamında toplu bir çalışma maalesef yapılmamıştır.

Kahverengi kokarcayla ilgili ev depo gibi korunaklı alanlarda mücadele için 2023 yılı sonu itibariyle  ruhsatlı biyosidal ürünlerle ilgili herhangi bir çalışmanın yapılmadığını konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı’nın Tarım ve Orman Bakanlığı’na gönderdiği 10.11.2023 tarihli yazıdan da anlaşılmaktadır. Zararlıyla etkin mücadele kapsamında ruhsatlandırılmış  biyolojik ve biyoteknik mücadele amaçlı bitki koruma ürünlerinin de ( Feromon tuzakları ) 2023 sonu itibariyle olmadığı yine Tarım ve Orman Bakanlığının konuya yönelik 15.11.2023 tarihli cevabi yazısında belirtilmektedir.

Zararlının hızla çoğalma kabiliyeti olan istilacı bir tür olduğu dikkate alındığında tespit edildiği an itibariyle zararlıya yönelik acil eylem planının hayata geçirilmesi gerekirken 6 yıl sonra hayata geçirilmesi ve halk sağlığı alanında kullanılmak üzere  biyosidal ürünlerin ve feromon tuzaklarının 2024 yılında ruhsatlanabilmesi  zararlının ülke sathında hızla yayılması ve üreticilere verdiği zararın boyutunun artmasında önemli etken olmuştur.

Türkiye 2019 yılı itibariyle Avustralya Devleti tarafından  kahverengi kokarca zararlısıyla mücadele kapsamında  biogüvenlik tedbirleri uyguladığı riskli ülkeler listesine dahil edilmiştir.

Avustralya Tarım ,SU ve Çevre Bakanlığı  “ kahverengi kokarca böceği – Brown marmorated sting bug (BMSB)” ile mücadele etmek amacıyla 1 Eylül 2019 – 31 Mayıs 2020 döneminde Türkiye’nin de dahil olduğu 33 farklı ülkeden Avustralya ‘ya getirilecek muhtelif ürünlere yönelik biogüvenlik tedbirleri uygulamak suretiyle ülkemizi riskli ülkeler arasında saymıştır.

Avustralya Devleti tarafından kahverengi kokarca zararlısı kapsamında hedef risk olarak kategorize edilmiş olan ülkeler:

Arnavutluk

Andora

Ermenistan

Avusturya

Azerbaycan

Belçika

Bosna-Hersek

Bulgaristan

Kanada

Çin

Hırvatistan

Çekya

Fransa

Japonya

Georgia

Almanya

Yunanistan

Macaristan

İtalya

Kazakistan

Kore Cumhuriyeti

Kosova

Lihtenştayn

Lüksemburg

Karadağ

Moldova

Hollanda

Polonya

Portekiz

Kuzey Makedonya Cumhuriyeti

Romanya

Rusya

Sırbistan

Slovakya

Slovenya

İspanya

İsviçre

Türkiye

Ukrayna

Amerika Birleşik Devletleri

Özbekistan

2019 yılından itibaren Türkiye’den Avustralya’ya sevkiyatı yapılacak BMSB tedbirlerine tabi ürünlerde zorunlu arındırma işlemi yapılmış olması şartı aranmış, T.C. Ticaret Bakanlığı konunun taraflarına “ Avustralya / Kahverengi Kokarca Böceği ile Mücadele Tedbirleri “ konu başlıklı yazılarla her sene bu tedbirlere uyulmasına yönelik bilgi yazıları göndermiştir.  2019 yılında ülkemiz ,  Avustralya Devleti tarafından kahverengi kokarca zararlısı kapsamında riskli ülke olarak sınıflandırılıp ülkemizden Avustralya Devleti  yapılacak mal teslimlerinde  kahverengi kokarca zararlısının bulaşmasını önlemek için  gerekli biogüvenlik tedbirleri uygularken, Tarım ve Orman Bakanlığımızın bu zararlıya yönelik  ülke sathında mücadele eylem planını 2023 yılının ikinci yarısında açıklamıştır.

Cevaplanması gereken soru bu zararlıyla ilgili bilim insanlarının zararlının istilacı ve hızla çoğalan bir tür olup acil önlem alınması gerektiğine yönelik uyarılar ve diğer ülkelerdeki meydana getirdiği zararların boyutunun bilinmesine rağmen bu zararlıyla mücadelede görevli Tarım ve Orman Bakanlığı hızlı hareket etti mi ? Cevap çok net olarak hayır….

2017 yılında ülkemizde görüldüğü tespit sonrası   2018 yılından itibaren zararlının Türk tarımına , özellikle de Fındık ürününe vermesi muhtemel zararlar Bakanlık birimleri tarafından raporlaması ve zararlıyla mücadeleye yönelik  bilim dünyası tarafından 2019 yılından itibaren her platformda  “zararlının Türkiye’de ciddi bir şekilde ele alınması gerektiği  ve daha fazla yayılmadan mücadele programı başlatılarak kontrol altına alınmaya başlanması gerektiği” uyarıları yapılmasına rağmen  , Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kahverengi kokarcayla mücadeleye yönelik eylem planının 2023 yılının ikinci yarısında açıklayarak  fiiliyata geçirmesi Bakanlığın mücadelede geç kaldığının  açık göstergesidir.

Feronom

B ) AKTİF  MÜCADELE DÖNEMİ ( 2023 - 2025 )

Tarım ve Orman Bakanlığı Karadeniz Bölgesinden başlayan ve 6 yıl içinde hızla Ege ve Akdeniz Bölgesine yayılan kahverengi kokarcayla etkin mücadeleye yönelik olarak eylem planını 2023 yılının ikinci yarısında açıklamıştır.

Resim: 10 Kahverengi kokarca  eylem planı.

2023 yılı itibariyle kahverengi kokarcayla yönelik mücadele kapsamında ruhsatlandırılmış biosidal ilaçlar ve feromon tuzaklarının olmayışı nedeniyle 2023 yılı ağırlıklı olarak üreticinin “ gördüğün yerde yok et “ sloganıyla mekanik mücadelenin ağrılık verildiği, mücadele kapsamında üreticilerin toplantı ve broşürlerle mücadele bilincinin verilmeye çalışıldığı bir yıl olarak geçmiştir.

Feromon tuzaklarının ruhsatlandırılma işlemleri 2024 yılının ilk yarısında tamamlanmak suretiyle üreticilerin kullanımına sunulmuş, ayrıca biyolojik mücadele kapsamında tüm dünya tarafından etkinliği genel kabul gören samuray arılarının laboratuar ortamında 2022 yılı itibariyle  üretilmesi ve zararlının yoğun olduğu tarım bölgelerinde bahçelere salınması 2023 yılında başlamak suretiyle 2024 yılında yoğunluk kazanmıştır.

2023 yılı sonu itibariyle insan yaşamının olduğu ev ve diğer kışlak alanlarda Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırma çalışmalarına başlanılan biyosidal mücadele ürünleri 2024 yılı başında 4 ayrı ticari marka adıyla ruhsatlandırılmak suretiyle bu alandaki büyük bir eksiklikte giderilmiştir.Aynı şekilde bahçe ve açık alanlarda kullanılmak üzere de Tarım  ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan kimyasal bitki koruma ürünleri kullanıma sunulmuştur.

Özellikle Ordu Tarım İl Müdürlüğü tarafından 2023/2024 döneminde ağırlıklı olarak kışlak alanlarda 45.000 birimin ilaçlanması kahverengi kokarcayla mücadele  ve yayılımının sınırlandırılması kapsamında önemli ve örnek bir çalışma olmuştur.

KAHVERENGİ KOKARCAYLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ.

Kahverengi kokarcayla ilgili, Bakanlık, meslek odaları ve üreticilerin bir bütün halinde mücadelesi Bakanlık tarafından açıklanan ve 2023 yılının ikinci yarısında uygulamaya konulan 3 yıllık eylem planında belirtilen yıllık program dahilinde  başlamıştır.Bu mücadele yöntemlerini 4 ana başlıkta ele alabiliriz

1-Mekaniksel Mücadele: Üreticilerin kahverengi kokarcayla ilgili tanıştıkları ve uygulamaya koydukları “ gördüğün yerde yok et “ sloganı haline gelen mücadele yöntemi.

Kahverengi kokarcaların erginleri Nisan/ Eylül dönemini kapsayan aktif dönemlerinde büyük bir kısmı açık alanda bahçelerde olmakla birlikte özellikle Ağustos ayı ile birlikte ev ve kışlaklara yönelmekte ama özellikle Ekim/Mart dönemini kapsayan ve zararlının pasif dönemi olarak adlandırılan bu zaman diliminde  hava sıcaklığının 14 derecenin altına düşmesiyle daha sıcak olması ve ışığa doğru yönelmeleri nedeniyle evler başta olmak üzere kışlak olarak tabir edilen depo, serendi, samanlık, ahır hangar vb. yerlere doğru topluca hareket etmektedirler.Bu topluca hareket zararlıyla mücadelede açık alandan daha etkin bir avantaj sağlamakta ve sınırlı bir alanda önemli miktarda kahverengi kokarcanın imhasına imkan sağlamaktadır.

Bu mücadele kapsamında öncelikle üreticiler üretim sahalarında Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri personelleri  tarafından mücadele yöntemlerine yönelik bilgilendirme toplantıları yapılmıştır.

Meslek odaları ve bölge belediyeleri  mekanik mücadeleye  ilan ve afislerle destek vermişler.Üreticilerde zararlıyla mücadele bilincinin oluşmasına yardımcı olmuşlardır.

İlkbaharda kışlaklardan çıkmadan önce yapılacak olan mekanik mücadele (kışlaklarda erginlerin toplanması ve imhası) yıl içerisinde oluşabilecek popülasyon artışını engelleyecektir.

İçinde bulunduğumuz mücadele döneminde 1 tane kahverengi kokarcayı imha ettiğimiz takdirde gelecek sene meydana gelebilecek yaklaşık 200 tane kokarcayı imha ederek zararlının çoğalmasının engelleneceği bilinmelidir.  

2- Kimyasal Mücadele : Kahverengi kokarcanın yayılış gösterdiği bir çok ülkede olduğu gibi ağırlıklı olarak kimyasal ilaç kullanmak suretiyle mücadele yapılmaktadır.Zararlının aktif ve pasif dönemlerini kapsayan tüm yaşam döngüsünde mücadele amaçlı kullanılmaktadır.

20

Özellikle içinde bulunduğumuz dönem itibariyle kışlak diye tabir ettiğimiz boş ev, ahır, depo, kömürlük, serende gibi alanlarda bulunan zararlı ile fındık bahçelerine dağılmadan hem mekanik mücadele yöntemi kullanılarak hem de ilaçlama yapılabilecek alanlarda halk sağlığına uygun biosidal ilaçlar kullanmak suretiyle mücadele çalışmaları yapılması Kahverengi Kokarcanın popülasyonunun baskılanması açısından çok önemlidir.

Bu amaçla Sağlık Bakanlığınca insan yaşamının olduğu kışlak alanlarında kullanılmak üzere;

Killmethrin 2,5 WP/18 (Deltamethrin), 

Excyper 16/2/18 (Cypermethrin, Tetramethrin, Piperonyl Butoxide), 

Deepest 18 (Alphacypermethrin,Tetramethrin)

Deepest Maxi/18 (Cypermethrin,Tetramethrin)

ticari isimli biyosidal ürünler ruhsatlandırılmıştır.

Ordu’nun Perşembe İlçesine bağlı Ramazan Mahallesi’nde yaşayan Aydın ve İrfan Öztürk çifti, özellikle hasat döneminde fındık bahçelerinde görülen ve ürüne zarar veren kahverengi kokarcanın  önce evlerini dışını sonrasında evlerinin ikinci katını sarması üzerine  Perşembe ziraat odasının da desteğiyle evinin ilaçlanmasıyla 15 kilonun üzerinde kovalarla kahverengi kokarca toplamaları zararlının özellikle  yuvalandığı kışlaklarda mücadele edilmediği takdirde nisan ayından itibaren açık alanda tarım ürünlerine verecekleri zararın boyuta açısından uyarıcı bir örnektir.

Açık alanlarda, bahçelerde zararlının aktif dönemi olarak nitelendirilen Nisan/ Eylül döneminde zararlıyla kimyasal mücadelesi Tarım Ve Orman Bakanlığının ruhsatlandırdığı zirai mücadele ürünleriyle yapılmaktadır.

Bu amaçla Tarım ve Orman Bakanlığınca fındık bahçelerinde kullanılmak üzere;

AMPLİGO 150 ZC   (100 g/l Chlorantraniliprole + 50 g/l Lambda-cyhalothrin)

RELAXIA                 (218 g/l Acetamiprid + 37 g/l Emamectin Benzoate)

SANCTUM               (800 g/l Malathion + 12,8 g/l Gamma-cyhalothrin)

VANTEX 60 CS        (60 g/l Gamma-cyhalothrin

Ticari isimli Bitki Koruma Ürünleri ruhsatlandırılmıştır.

Kimyasal mücadele yaparken karşılaşılan en büyük riskler zararlının direnç kazanması ve özellikle de açık alanlarda fındık bahçelerinde yapılan yoğun ilaçlamanın bir sonucu olarak  ilaçların besin zinciri içinde yaratacağı sorunlardır.Zararlının tarım alanlarında 5-6 ay süresince görünmesi kimyasalın etkinliğinin kısa süreli olması nedeniyle aynı yıl içinde birden fazla ilaçlamayı gerekli kılmakta bu durum kısa süreli fayda sağlasa da uzun vade de çevre ve insan sağlığı ve maliyet yönünden sürdürülebilir olmamaktadır.

3-Biyoteknik Mücadele: Ağırlıklı olarak Feromon Tuzağı olarak adlandırılan biyoteknik metaryallerle yapılan mücadeledir. Dişi böcekler erkek böcekler tarafından kolay bulunabilmek ve çiftleşmek için vücutlarından bir koku sağılar. Bu kokuya ‘’feromon’’ adı verilir. Feromon tuzakları, ask tuzağı olarak da tabir edilen, türe özgü olan ve çiftleşme çağrısı olarak karşı cinsi cezbetmek için salgılanan feromon maddesi ve bu feromonla hazırlanan eşeysel çekici tuzaklar olarak tanımlanıyor. Feromon kokusu yapay olarak üretilip ‘’yayıcı’’ denen ve genellikle polietilenden üretilen araçların içine doldurulur. Feromonlarla zararlıların mücadele popülasyon yoğunluğunu saptamada veya ilaçlamaya karar vermede dolaylı yoldan  da yararlanılmakta , bu tuzaklar sayesinde bu böceklerin ne zaman çıkış yaptığı ve popülasyon yoğunluğu tespit edilmektedir. Bu tespitlerin ardından kimyasal mücadele gerçekleştirilmektedir. Zararlı    ile    mücadelede   Tarım   ve  Orman   Bakanlığımız  tarafından   Vit Halys (100 Mg Murgantiol+80 Mg Methyl-E,E,Z-2,4,6 -Decatrienoate) isimli feromon ruhsatlandırılmış olup,  feromon tuzak kullanılarak biyoteknik mücadele yapılabilmektedir.

Feromon tuzakları özellikle kışlak alanların yakınlarına asılmak suretiyle zararlının tuzak içine çekilmesinin sağlaması yanında  feromonun asılı bulunduğu alan veya  ağaç bölgesinde de  zararlı yoğunlaşmakta bu da  kimyasal ilaç ile mücadeleye imkan sağlamaktadır.Bu durumda dikkat edilmesi gereken kimyasal ilaç kullanım esnasında feromon tuzağının bölgeden uzaklaştırılıp, ilaçlama sonrasında yeniden asılmasıdır.

 Ülkemizde bitkisel üretimde kimyasal ilaç kullanımının azaltılması ve kalıntının önlenmesi, bitkisel ürünlerine arız olan zararlı organizmalara karşı biyolojik ve / veya biyoteknik mücadelenin yaygınlaştırılması amacıyla örtü altında /kapalı ortamda veya fındık zararlılarına karşı da olduğu gibi açık alanda  bitkisel üretim desteği kapsamında biyolojik ve biyoteknik mücadele desteği yapılmaktadır

Ancak bu destekten fındık üreticileri 2024 yılı da dahil olmak üzere, biyojik ve biyoteknik mücadele desteğine tabi ürünlerin yer aldığı tebliğde fındık ürünü yer almadığı için faydalanamamıştır

4-Biyolojik Mücadele : Zararlının en etkili doğal düşmanını bulup, gerekli ön  testler yapıldıktan sonra ithal edilip ya da laboratuar ortamında yetiştirildikten sonra zararlının yoğun olarak bulunduğu bölgede doğaya salınması olarak uygulanmaktadır.

Zararlıya karşı en etkin biyolojik mücadele unsurunun yumurta parazitoiti olan Japon yaban arısı ( Trissolcus  japoonicus ) olduğu zararlının görüldüğü ülkelerde ve bilim dünyasında genel kabul görmüştür. Bu mücadele kapsamında  Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü  (KTAE) bünyesinde, biyolojik mücadele  laboratuarı  Ekim 2021 tarihi itibariyle hizmete girmiş, kahverengi kokarca ile yapılacak mücadele doğal parazitör olarak kullanılacak ve samuray arıcığı olarak da adlandırılan yararlı böceğin üretimi ve çoğaltılması çalışmalarına laboratuarın hizmete girmesiyle başlanmıştır.

                2022 yılı ve sonrasında üretilen samuray arıları Tarım İl Müdürlüklerinin gözetiminde zararlıyla mücadele kapsamında doğaya salınmalarına başlanmıştır. Japon yaban arısı, kahverengi kokarcanın erginleriyle mücadele etmeyip ,kahverengi kokarcaların  yumurtlarının içine kendi yumurtalarını bırakmak suretiyle kahverengi kokarca  yumurtaların gelişimini engellemek suretiyle daha etkin bir fayda sağlamaktadır.

                 Kahverengi kokarca böceğinin yumurtasından yeni cıkmış parazitoid bir yaban arısı (Trissolcus euschisti). Kahverengi kokarca böceğinin doğal düşmanı olan yaban arıları, böceğin yumurtalarının içine kendi yumurtalarını bırakır. Yumurtalardan çıkan yaban arısı larvaları, kahverengi böcek yumurtalarının içinde beslenerek gelişimlerini tamamlar ve yumurtayı delerek dışarı çıkar.

                Kahverengi  kokarca ile mücadele kapsamında Fatsa ilçesinde bahçesine törenle ilkbaharda Japon yaban arısı bırakılan  ve arılar zarar görmesin diye kimyasal ilaç mücadelesi yapmayan üreticinin fındığın randımanının bitişiğindeki Japon yaban arısı bırakılmayan ama kimyasal ilaçla mücadele eden çiftçinin fındığının randımanından  daha düşük geldiği görülmüştür. Bu tespit, öncelikle mücadelenin sahada kimyasal ilaç kullanımıyla başlanmak suretiyle zararlının kontrol altına alınmasını, sonrasında japon yaban arısının bahçelere bırakılmak suretiyle mücadeleye devan edilmesi gerektiğini göstermiştir.

                SONUÇ: Kahverengi kokarca başta  fındık olmak üzere Karadeniz , Ege ve Akdeniz bölgesinde bir çok ürüne zarar vermekte ve zarar boyutu her geçen yıl hızlı bir şekilde artmaktadır.2024 ürün sezonunda   Fatsa, Perşembe ve Altınordu ilçelerinin sahil bandına yakın olan kısımlarda ağırlıklı olmak üzere kahverengi kokarcanın fındık ürününe verdiği zararın boyutu her geçen gün artmakta, ortalama 50 randıman olması gereken fındıklar 28 randımana kadar düşmenin yanında zararlının yoğun olduğu fındık bahçelerine toplama maliyetini dahi karşılayamama endişesiyle bir çok üretici fındık toplamak için bahçelere girmemektedir.Bugün itibariyle nadiren görünmekle birlikte 500 metre rakımın üzerinde bulunan tarım ve yerleşim alanlarında da tespit edilmekte olup, önlem alınmadığında rakım sınırlanması olmaksızın tüm tarım havzalarında yoğunluğunun artması çok zaman almayacaktır.Hızlı ve etkin bir şekilde topluca mücadele edilmediği takdirde istilacı tür özelliği taşıyan kahverengi kokarcanın bölge üreticilerine ve ülke ekonomisine verdiği zararın boyutu katlanarak artacaktır.

1990 yılında Amerika , 2000 yılları başından itibaren Avrupa’nın genelinde görülmüş ve tarım alanlarına büyük zarar vermiş olan kahverengi kokarcayla ilgili etkin mücadele yöntemleri bu ülkelerde geliştirilmiş olması nedeniyle Türkiye ‘de ilk görüldüğü 2017  yılından itibaren mücadele eylem planları acilen hayata geçirilmesi gerekirken, kahverengi kokarca mücadele eylem planının  2023 yılının ikinci yarısında açıklanması, 2019 yılında Avustralya ‘nın kahverengi kokarca mücadelesi ülkemizde Ticaret Bakanlığı kanalıyla yapılırken Tarım Bakanlığı’nın sadece yayılma sahalarını raporlaması ve zararlıyla mücadele de kışlak alanlarda yapılacak mücadelede kullanılacak olan biyosidal tarım mücadele ilaçlarının ruhsatlandırma çalışmalarına 2023 yılı sonu itibariyle  başlanılması, biyolojik mücadele kapsamında genel kabul gören japon yaban arısı üretimine yönelik laboratuarın 2021 sonu itibaren tamamlanıp, çalışmalara 2022 yılında başlaması, mücadeleyle ilgili 2017- 2022 döneminde zararlının ülke geneline yapılmasındaki en büyük etkenler olmuştur.

                Kahverengi kokarcaya yönelik  ülkemizde acil önlem alınmadığı takdirde yıkıcı etkilerinin olacağına dair konusunda uzman bilim insanların 2019 yılından itibaren ulusal ve uluslararası arenada uyarı ve mücadele yöntemlerine yönelik öneriler, Tarım Bakanlığı bürokratları tarafından gereğince dikkate alınmamıştır.Bugün oluşan olumsuz tablonun birinci derecede sorumlusu zamanında önlem almayan, mücadele eylem planını 6 yıl gecikmeli olarak yürürlüğe koyan Tarım Bakanlığı’dır.Bu mücadele döneminde üreticiye yönelik  sadece “ yakaladığın yerde öldür “ sloganından başka bir mücadele yöntemi üretilememiştir .Biosidal mücadele ilaçlarının ve feromon tuzaklarının 2024 yılının ilk yarısında ruhsatlandırılabilmesi de bu düşünceyi desteklemektedir.

            Ülkemizde 2017 yılından itibaren görülmesine rağmen istilacı tür özelliğine sahip bu zararlıyla mücadelede Tarım ve Orman Bakanlığı’nın eylem planını hayata geçirmede geç kaldığını söylemek doğru olacaktır.

2023 yılı ikinci yarısında uygulamaya konulan mücadele eylem planı toplu bir şekilde aralık vermeden yapıldığı takdirde  zararlıyla mücadelede başarı sağlanacaktır.

Bu kapsamda ;

1-Kahverengi kokarcadan zarar gören üreticilerin fındıkları ayrı bir alım noktasında TMO olarak alınmalı, zararlı kaynaklı randıman düşüklüğü dikkate alınmadan ürünler 50 randıman üzerinden alınmak suretiyle üreticinin zararının devlet tarafından telefi edilmesi sağlanmalı, yada randıman düşüklüğü kaynaklı gelir kaybı  “Alan Bazlı Gelir Desteği” başvuruları kapsamında  randıman düşüklüğünden kaynaklanan gelir kaybına denk ek bir gelir desteği eklenmek suretiyle verilmeli, bu üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları krediler faizsiz olarak 2025 ürün sezonu sonuna ertelenmelidir.

                2- Biyolojik ve Biyoteknik mücadele desteği tebliğinde değişiklik yapılmak suretiyle fındık ürünü Biyololik ve Biyoteknik mücadele desteği kapsamına alınmalı, bu destek 2024 yılı içinde  ekim / kasım  ayında üreticiye ödenmelidir.

                Kahverengi kokarca zararlısı hava sıcaklığının 14 dereceye düşmesiyle açık alanlardan uzaklaşarak kışı geçireceği, ev ,samanlık, depo , odunluk gibi kışlak alanlara yoğunlaşmakta bu da kısıtlı alanda toplu mücadele içim büyük avantaj saplamaktadır. Bu alanlarda biyoteknik mücadele kapsamında feromon tuzakları büyük önem taşımaktadır.

                3-Ekim – Kasım ayında yapılacak kışlaklarla ilgili ilaçlama desteği sağlanmak suretiyle kolluk kuvvetlerinin de yardımıyla tüm ev ve müştemilatlarının ilaçlanması sağlanmalıdır.

                Sonbaharda yapılacak zararlının konaklama alanları olan ev ve eklentilerinin ilaçlanması hayati önem taşımaktadır .Zararlının kümelendiği bu alanlarda en büyük sıkıntı gurbette olduğu için ilaçlama yapılamayan ya da ilinde olduğu halde ilaçlanmasına müsaade etmeyen üreticilerimizden kaynaklanmaktadır.Şimdiden muhtarlar ve Cuma hutbelerinde imamlar gerekli uyarıları yaparak mutlaka ev ve eklentilerinin anahtarlarını bir akrabasına, komşusuna ya da muhtara bırakmalarını hatırlatmalıdır.Bir köyde tüm ev ve müştemilat alanları ilaçlansa dahi girilmeyen ve zararlının yuvalandığı tek bir ev , ahır ya da odunluk o Zaralının köyü sarmasına yeterli olacaktır.Bir evde 15 bin kokarcanın bulunduğu unutulmamalıdır.Top yekün mücadele kapsamında köylerde evini ve müştemilatlarını kapalı tutan, ilaçlamasına müsaade etmeyenler, yangını giden itfaiyenin yol güzergahını kapatan ve geçişi engelleyen araç muamelesine tabi tutulmak suretiyle mutlaka tüm kışlak alanların ilaçlanması sağlanmalıdır.

4-Ekim-Kasım ayında yapılacak toplu mücadele de yerel personel ve ekipmandan faydalanılmalı, üreticiler de bu konuda devlet desteğine katkı sağlamalıdır.

Ekim – Kasım ayında yapılacak toplu ilaçlama döneminde gerek personel gerekse ekipman olarak Tarım teşkilatları yeterli olmayacaktır.Bugün itibariyle her köyde 200 / 400 ve 1000 Litrelik ilaçlama motorları mevcuttur.Konut içleri biyosidal özellikli Sağlık Bakanlığı’nın ruhsatlandırdığı ilaçlarla, evin dış mekanları ve bahçeler  Tarım Bakanlığı’nın ruhsatlandırdığı ilaçlarla ilaçlanmaktadır.İlaçlama yapabilme kabiliyeti olan köy halkından insanlar seçilmek suretiyle Sağlık ve Tarım İl Müdürlüklerinde kursa tabi tutulmak suretiyle her köyün kendi sakini ve ekipmanlarıyla topluca ve aynı anda ilaçlanması sağlanmalıdır.Kimyevi ilaç ile ilaçlama motorlarının yağ ve benzin desteği mutlak suretle devlet tarafından sağlanmalıdır.Üreticiler de ilaçlama yapan köylü personelin ücretini kendi aralarında ödemelidir.

5- Zararlının Nisan- Mayıs ayında fındık bahçelerine yumurta bıraktığı dönemde de zararlının yoğun olduğu bölgeler üreticinin insiyatifine bırakmadan top yekun ilaçlanmalıdır.

Zararlı yumurtalarını yaprak altına bırakması nedeniyle ilaçlamanın havadan yapılması fayda sağlamayacaktır.Fındık kurdu mücadelesi gibi fındık ocaklarının altından ilaçlanması gerekmekte olup, Ekim- Kasım ayında yapılan mücadele aynı şekilde Nisan- Mayıs ayında da fındık bahçelerinde uygulanmalı, bu uygulamada da ilaç, ilaçlama motoru için gerekli olan yağ ve benzin ihtiyacı devlet tarafından desteklenmelidir.

6- Bugün itibariyle zararlının görülmediği yüksek kesim ve ilçeler bu zararlının kendilerine de ulaşabileceğini unutmadan bu mücadeleye ortak olmalıdır.

Zararlının en büyük özelliği uçma kabiliyeti olan, bir batında 140’ a yakın yumurta bırakan istilacı bir tür olduğu unutulmadan aynı mücadele bugün itibariyle önleyici tedbir olarak zararlının görülmediği ya da nadir görüldüğü bölgelerde de yapılmalıdır.

7- Zararlının açık alanda  5-6 ay gibi uzun bir süre kalması birden fazla ilaçlamayı gerektirmekte olup, ilerleyen zamanlarda yoğun kimyasal kullanımın yaratacağı etkileri en aza indirebilmek için biyoteknik ve biyolojik mücadele türlerine ağırlık verilmeli, bu aranda yapılaçak bilimsel çalışmalar teşvik edilerek desteklenmelidir.

7- Kahverengi kokarca ile ilgili mücadele kapsamında fındık ürününün ticari paydaşları olan Ticaret Odaları, Ticaret Borsalar ve Fındık İhracatcı Birlikleri de destek sağlamalıdır.

Editör: Kadir TÜKÜÇ