- Dursun Karamustafa kimdir, kendinizden bahseder misiniz? 20 Şubat 1947 yılında Fatsa´da doğdum. İlkokul üçüncü sınıfa kadar Perşembe´de okudum. Ailem İstanbul´da olduğu için İstanbul´a yerleştik. İlkokul 4-5 ve ortaokul bire kadar İstanbul´da okudum. Benim futbol tutkum o yıllara dayanır. Evimiz Vefa stadına yakın bir yerde Karagümrük´teydi. Karagümrük´te okurken günümüzün büyük bir bölümü Vefa stadı etrafında geçerdi. Bir dönemler milli takımımızı da çalıştıran Metin Türel Vefa´da oynuyordu. Baskın ikinci kaleciydi. Galatasaraylı Kadri, Karagümrük´teydi, kalelerinde Tamer ve Sümer adında iki tane kalecileri vardı. O çok dikkatimi çekmişti. Antrenmanlarda auta giden topları koşar alır onlara verirdim. Kalecilik merakım o günlerde başladı. O dönemlerde dedem vefat ettiği için babam işin başına geçti biz Ordu´ya dönmek zorunda kaldık. Ortaokulu merkez ortaokulunda okuduktan sonra lise tahsilimi Ordu Ticaret Lisesinde tamamladım. Orta sonda okurken beden eğitimi öğretmeni Orhan Kartal beni lise takımına çağırdı. Perşembe Öğretmen Okulu ile oynadığımız maçta kaleye geçmiştim. Orta okulu son sınıf öğrencisi olarak Ticaret Lisesinin kalesini korumuş o maçta da gol yememiştim. Ardından Ordu İdmanyurdu´ndan teklif gelmişti. Kulübün her şeyi olan Kara Ali nüfus kâğıdımı istedi. Nüfus kâğıdımla birlikte lisansım çıktı. Lise yıllarımda hem Ordu İdmanyurdu hem de Ticaret Lisesinde kalecilik yaptım. 1967 yılında lise ikinci sınıfa giderken Orduspor kuruldu. Orduspor´u Galatasaraylı İsfendiyar çalıştırıyordu. Ordu Ticaret Lisesi ile Giresun Ticaret Lisesinin maçı vardı. İsfendiyar hoca o maç sonrası beni, Pele Erol´u ve Seyfi´yi beğenerek bizi Orduspor´un kadrosuna dahil ettiler. O günden sonra profesyonel hayatım başlamış oldu. Orduspor´un süper ligde oynadığı 1978-79 yıllarında vatani görevimi Amasya ve Çorum´da yaptım. O süreçlerde Amasyaspor ve Çorumspor takımlarında futbol oynadım. Ankara Şekerspor, Rizespor ve Akçaabat Sebatspor´da futbol oynadım. 1982 yılında aktif futbolculuk hayatımı Çorumspor forması altında noktaladım. Ardından Orduspor altyapısında antrenörlüğe başladım. Orduspor altyapısında bir buçuk yıl görev yaptıktan sonra antrenörlük kurslarına katıldım. Ticaret Lisesinde futbol oynadığım bir arkadaşım Hopaspor 2.ligde oynarken beni Hopaspor´da antrenörlük yapmam için teklifte bulundu. Bu teklif benim için çok anlamlıydı. Hiçbir deneyimim olmamasına rağmen kendime güvendiğim için teklifi kabul ettim. Orduspor´da öğrendiklerimi Hopaspor´da uygulayarak kendimi geliştirmiş oldum. O sezon küme düşmekte olan takımı kurtardım. Ertesi yıl yine Hopaspor´da görevime devam ettim. O sezon bittikten sonra Tokat-Turhalspor´dan gelen teklifi kabul ettim. İki yıl Turhalspor´u çalıştırdım. Sonraki yıl Erzurumspor´da Yılmaz Yücetürk´ün yardımcısı olarak görev yaptım. Erzurum dönüşü tekrar Orduspor´a santra antrenör olarak geldim. O yıl Üstün Türközer ile birlikte Orduspor´da göreve başladık. Yanılmıyorsam 5 veya 6.haftada Üstün Türközer görevi bıraktı. Yönetim benim kalmamı istedi. Bende görevi kabul ettim, kaldığımız yerden görevimize devam ettik. 24 maç namağlup olarak yolumuza devam ederken ligin bitimine 5 hafta kala Bayburt´a mağlup olduk. Bu mağlubiyet sonrası yönetim görevime son verdi. Takımın başına Cüneyt Memişoğlu geldi. Kendisiyle aramızda ilginç bir şey olmuştu. Dursun baba şimdi biz yenilirsek bizim görevimize son verirler mi demişti. Orduspor´dan ayrıldıktan sonra hemen Zonguldakspor ile anlaştık. Hopa, Turhal derken Fatsaspor´a geldim. O sezon çok kötü bir sezonun ardından son maçta yenildik ve küme düşmüştük. Meslek hayatımda unutamadığım bir sezon olmuştu. Memleketimin takımını ben düşürmüş oldum. Terme, Vezirköprü ve Termespor takımlarını çalıştırdım. Orduspor forması altında mutlaka unutamadığınız anılarınız olmuştur, bunlardan birkaç tanesini bizlere anlatır mısınız? Orduspor´da çok güzel günler yaşadım. Unutamadığım çok değerli hocalarım, abilerim vardı. Ankara 19 Mayıs stadında Ankaragücü ile oynuyoruz. Maçın 11 kişilik kadrosu açıklandı kalede Surat abi vardı. Oradan bir puan almanın hesaplarını yapıyordum ama işimizin zor olduğunu biliyorduk. Çünkü karşımızda çok güçlü bir Ankaragücü takımı vardı. Biz alacağımız bir puanla yolumuza devam edecek, Ankaragücü ise bizim yenip şampiyonluk turu atacaktı. Bu maçtan sonra bir maçımız daha vardı. O maçı içerde oynayıp sezonu kapatacaktık. Altan abi, Surat abi PTT´nin Ankaralı futbolcularıydı. Tamer Güney hocamız soyunma odasına gelerek annem yukarıda tribünde bu maç bizim namusumuz, çıkın oynayın dedi. Takımda ısınmak için sahaya gitmişlerdi. Surat abi onlardan önce soyunma odasına gelerek ?Dursun kalk ısın? dedi. Herhalde benimle dalga geçiyor dedim. Eldivenleri çıkarım elime giydirdi, koluma bantladı, kaleci kazağını giydirdi. Takım sahada ısınıyor, o beni koridorda ısındırmaya başladı. Bir yandan ısınma hareketleri yaparken bir yandan da ?Allah´ım bu işin sonu ne olacak? diyordum. Tamer hoca geldiğinde Surat abi kalede benim oynayacağımı söyledi. O da tamam dedi. Maç başlamıştı 18.dakikada Raşit´in attığı golle 1-0 öne geçtik. Torun Mehmet o dönemler Ankaragücü´nde oynuyordu. Torun Mehmet´le defalarca karşı karşıya kaldığım pozisyonlarda ona gol şansı tanımadım. O maçta muhteşem bir kalecilik yapmış, Ankaragücü´nü 1-0 yenmiştik. Ertesi günkü spor gazetelerinde manşet olmuştuk. Benim topu köşeden çıkardığım bir pozisyon fotosunu koyarak ?Ankara Panteri? manşetini atmışlardı. Bunları anlatırken Rado Baba duygulanarak konuşmakta zorlanıyordu. Zor bela ?Unutulmaz bir maç oldu? diyebiliyordu. Çok şükür maçı 1-0 bitirdik. Maçtan sonra 30 bin Ankaragücü taraftarı bizi ayakta alkışlamıştı. Ankaragücü tur atması gerekirken maçtan sonra biz omuzlarda tur attık. Radoviç lakabının bizlere öyküsünü anlatır mısın? O dönemler Hürriyet gazetesinden Erol Ataşan vardı. Orduspor kurulduğunda Hüsnü adında sarışın bir kalecimiz vardı. Mavi gözlü yakışıklı bir delikanlıydı. Fatsalı bir komiserin oğluydu. Fatsaspor´daydı o sezon biz almıştık. Pele Erol esmer olduğu için hayranları vardı. O dönemler Fenerbahçe kalecisi Yugoslav Radoviç vardı. Tıpa tip ikizimdi. İstanbul´a gittiğimde Ali Sami Yen stadında PTT ile Fenerbahçe maçı var. Bende o maça gittim. Bilet almak için sıraya girmiştim. Demir parmaklıklıların arkasından saha içerisinden biri beni işaret ederek ? Rado buraya gel diyor? Bir yandan da Rado kam, Rado kam diyor. Sizinkiler aşağıda soyunma odasında diyor. Adam meğer beni Radoviç sanmış. Yanımda Ordulu arkadaşlarda vardı. Ordu´ya döndüğümüzde Hürriyet gazetesi yarım sayfalık bir fotoğraf ile Pele Erol, İngiliz Hüsnü ve Radoviç Dursun Orduspor´da 3 yabancı diye manşet atmıştı. O günden sonra adımız Rado veya Radoviç olarak kaldı. Atakum Belediyespor´un başarısı için ter döküyorsunuz, son dönemlerde Atakum Belediyespor´un altyapı anlamında inanılmaz çıkışı oldu, bu başarının sırrı hakkında neler söylemek istersiniz? 2000´li yılların başında Orduspor´da basın sözcülüğü ve sportif direktörlüğün ardından Samsun´a döndüm. Atakum Belediyespor´dan gelen teklifi kabul ettim ve o gün bu gündür Atakum Belediyespor kulüp başkan danışmanlığının yanı sıra bütün birimlere ben bakıyorum. Atakum Belediyespor U-14, U-15, U-16, U-17, U-19 takımları yaş gruplarında bu sezon final oynadı. Bu finaller sonrasında Türkiye´de ilk 4 takımlar arasında yer aldı. Bu takımlarımızdan bir tanesi Türkiye birincisi oldu. Son dönemlerde altyapılardan elit futbolcu çıkmıyor, Dursun Karamustafa bu konuda neler söylemek ister? Yakınımızdaki Orduspor, Samsunspor, Rizespor ve Orduspor´un başarılı yıllarına baktığınız zaman kadrolarının %70-80 kendi çocukları olduğunu görürüz. Bizim Atakum Belediyespor altyapısının çeşitli yaş gruplarından 23 tane futbolcumuza 4 büyükler dahil olmak kaydıyla talip olan kulüpler var. Başkanımız Mehmet Aydın, bu futbolcular arasından bir tanesini dahi hiçbir kulübe vermeden tamamını Samsunspor bünyesine geçiriyoruz. Profesyonel takıma 2 futbolcu verdik. Öncelikle futbolcunun çok çalışmasının yanış sıra kendisine çok iyi bakması gerekir. Biz deniz kenarı çocuğuyuz. Kumda oynadık, doğal yiyeceklerle beslendik, iyi dinlendik. Hocalarımızın verdiği bilgiler doğrultusunda çalıştık. Yaşım 73 hala futbolun içerisindeyim ve de istenilen bir antrenörüm. Şuanda doğudan bir kulüpten teklif geliyor. İşinizi doğru yapar, doğru eğitim yaparsanız bu işte başarılı olursunuz. Türk futbolundaki aşırı yabancı futbolcu transferleri konusunda neler söylemek istersiniz? Bizim futboldaki en büyük hatamız. Yabancı futbolcu transferi konusunda futbol federasyonu Türk futbolcusunun önünü kesmiş, bu konuda fren yapmıştır. Ayrıca bizim eğitimcilerimizin bu konuda kabahatli olduğunu söylemek isterim. Futbolda şartlandırılmış oyun kurallarını aktarımı çocuğun kendi yeteneklerini kısıtlaması demektir. Benim için futbolcunun yeteneklerinin ortaya çıkması çocuğun özgürce futbol oynaması gerektiğini düşünüyorum. Son Antalya pro lisans seminerinde özgür futbolcu fikrinin ortaya atıldığını, futbolcunun sahada yapabileceği şartlandırılmışın hareketlerin haricinde çocuklara verildiğini gördüm. Bu en önemli unsurlardan bir tanesidir. Futbola başladığınız ve sizi siz yapan Orduspor, eski günlerine dönebilecek mi bu konuda neler söylemek istersiniz? Bu şartlarda Orduspor´un eski günlerine döneceğini sanmıyorum. Çünkü Orduspor bir markaydı. Ordu için bir değerdi. Ordu için bir tarihti. Onun yerini tutacak hiçbir şeyin olacağını sanmıyorum. Dursun Karamustafa Orduspor´un bu günlere gelişi hakkında neler söylemek ister? Orduspor´un bugünlere gelişini içime gömdüm. Orduspor´u bu duruma getirmek bir ihanettir. Orduluya güvenmeyen bir yönetim anlayışı. Ordudan ne futbolcu, ne antrenör çıkacak anlayışıyla bu Orduspor´un sonunu maalesef bilerek hazırladılar. Orduspor hiçbir zaman bu duruma düşmedi. Orduspor hiçbir zaman futbolcusuna borcu kalmadı. Orduspor kulübüne futbolcusunun alacağı konusunda icra gelmedi. Orduspor bunu hiçbir dönem yaşamadı. Maalesef Şükrü Bodur döneminden sonra gelen yönetim maalesef hazin sonumuzu hazırladı. Son olarak ORDUSPOR dersem neler söylemek istersiniz? Orduspor içerimde yara, Orduspor içerimde kanser. O kadar acılıyım. Ama Orduspor´u bu duruma düşürenlerden çok Ordululara güceniyorum. Orduspor´u yalnız bıraktılar. Orduspor´a sahip çıkmadılar. Benim tek üzüntüm bu. Orduspor´u yaşatacak o değerler, o formayı terletecek sporcular, Orduspor´u yönlendirecek antrenörler, yıllarca Orduspor´da başarılı günler yaşamış vefat etmiş büyüklerimiz, bunlar kimdi? Onlar Ordulu değil miydi? Taa Arjantinlerden, sağdan soldan getirilen hocalar bizler ne kazandırdı? Bize bizden başkasının asla faydası olmadı, olmaz da. Orduspor konusunda çok acı çekiyorum. Ben hala Ordusporluyum, hala Rado Dursun´um. Ordu´ya ve Orduspor´a minnet borçluyum. Bugün Rado Dursun veya Baba Dursun olmaktan hep gurur duydum. Bu zenginliği, bu çevreyi Orduspor´la buldum. Ben her şeyimi Orduspor´a borçluyum.

Editör: TE Bilisim