Her hafta cuma günü yayınlanan cuma söyleşilerinin bu haftaki konuğu İYİ Parti Ordu İl Başkanı Çiğdem Çelenk Karakaya oldu.  Çiğdem Çelenk Karakaya kimdir, kendinizden bahseder misiniz? 10 Haziran 1968 Gölköy Damarlı doğumluyum. İlkokul tahsilimi Damarlıda yaptım. 1980 yılında Ordu İmam Hatip Ortaokuluna başladım. Yine lise tahsilimi aynı okluda tamamladım. Üniversite sınavında Bolu eğitimi kazandım. Orasının bana göre olmadığını düşünerek Bolu´ya gitmedim. Sonraki yıl Atatürk üniversitesi diş hekimliği fakültesi sınavını kazandım. Siyasete o yıllarda başlamış oldum. Birinci senemde kadın kollarını kuralım seni başkan yapalım dediler. Bilgim yeterli değil diyerek bu talebi reddettim. Bu konuda geniş donanıma sahip olayım ondan sonra beni başkan yaparsınız diyerek bu talebi erteledim. Ben o süreçte ülkücülük konusunda elime geçen kitapların hepsini okudum. Seyit Ahmet Arvasilerden, Başbuğun eserlerinden, Galip Erdemlerden elime ne geçtiyse kısıtlı şartlarda bana sorulacak her bir soruya cevap vermek adına kendimi yetiştirdim. Bir sene sonra evet ben ülkücülük konusundaki eğitimimi tamamladığımı düşünüyorum. Gelin kuralım bu teşkilatı dedik ve de kurduk. Biz Erzurum´da ülkü ocakları olarak 1980 yılından sonra teşkilatı kurmuş olduk. O süreçte çok da güzel işler yaptığımızı düşünüyorum. O dönemler rahmetli başbuğun da dönemiydi. Başbuğ o dönemlerde Erzurum´a geldiğinde işimizi gücümüzü bir kenara bırakarak arkasından koşuyorduk. Biz kurmuş olduğumuz ülkü ocağını eğitim yuvası yaptık. Orada haftalık seminerlerimizi verdik. Orada hocalarımız seminerler verdi. Çok şahane bir kütüphane oluşturduk. Ocaktan yetiştirmenin altını boş bırakmamak adına çok güzel bir dönem yaşadık. Hakikaten Erzurum´un en haraketli olduğu dönemlerde okuduk. Açıkçası bizim için çok çetrefilliydi. O dönemler gerçekten zor bir süreçten geçtik. Bir yandan tahsilimizi sürdürürken bir yandan da terör örgütü üyeleriyle mücadele ediyorduk. Bu süreçte çok sayıda yaralanan arkadaşlarımız oldu. O süreçte Erzurum bizden soruluyordu dersem sanırım yalan konuşmamış olurum. Hayatımda ilk kez orada mahkemeyi tanımış oldum. 1995 yılında Erzurum´daki görevimizi tamamlayarak Ordu´ya geldim. Geldiğim yıl muayenehanemizi açtım. O süreçte siyasetin peşinden koşarken bir yılda fazla okuduk. Ordu´ya geldiğim ilk yılda Milliyetçi Hareket Partisi yönetimine girdim. Aynı yıl Tuncer Karakaya ile evlendim. Biri kız iki oğlum olmak üzere 3 çocuk annesiyim. Kızım üniversitede, büyük oğlum lise üçte, küçük oğlum ise ortaokul birde. Bir yandan işiniz, diğer taraftan aileniz ve de kopamadığınız siyaseti bir arada götürmek zor olmadı mı, bu konuda neler söylemek istersiniz?  Ülkücülük enfeksiyon gibi vücuda girdiği zaman çıkmıyor. O süreç içerisinde siyasetin hastalık olduğunu hissettim. O kadar menfi yanlarının yanı sıra müspet yanlarını da görüyoruz. Geçerken kırbaç yiyoruz ama uslanmıyoruz hayatımıza devam ediyoruz. Demek ki bu da bir hastalık. Vatan millet için yaptığımız hiçbir şeyden mustarip olmadık. Burada amacımız vatan için bir şey yapmak ise, yılmayacağız. Ben buna inanan birisiyim. Ama siyasette amaçların yer değiştirdiğini gördüğümde çok üzülüyorum. Burada amacımız ülke bütünlüğü. Siyasette bu amaçtan sapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki siyasetin cep meselesine dönüştüğünü görüyoruz. İşte siyasetin yüzünü kızartan ve bizi en çok üzen kısmı. Dört kız 4 erkek olmak üzere 8 kardeş arasında aktif siyaset yapan sizi görüyoruz, kardeşleriniz arasında İYİ Partili olan var mı, bu konuda neler söylemek istersiniz? Benim haricimdekilerin tamamı AK Partili. Onlar rüzgârın estiği yönü tercih ettiler. Araştırma inceleme yok. Nereyi kuvvetli görürlerse o tarafta kalabilecek bir durumları var. Daha ilkokul yıllarımda ağabeyimle birlikte boş bulduğumuz yerlere siyasi sloganlar yazardık. O beni ülkücü yapan ağabeyim ne yazık ki bugün iktidar tarafına geçmiş durumda. Ben çocukluğumdan bu yana doğru bildiğim çizgiden hiçbir zaman ayrılmadım. Sonraki süreçte MHP den ayrılarak İYİ Parti kanadında çalışmaya başladım. Bu seçim sürecinde kardeşlerim MHP den ayrılmasaydın sana destek veririz dediler. Ben MHP de iken bile bana çemkiriyordunuz, benim doğrularım sizin doğrularınızla aynı değil. Ben vatanın nereye gittiğini görebiliyorum. Sizin reis sevdanızı anladım da ülkenin gidişatını nasıl görmüyorsunuz dedim. Hani hiç birisini görmüyorsunuz batan ekonomiyi de mi görmüyorsunuz. Ben buna basiret bağlanması diyorum. Eskiden kızdığımızda insanlara Allah belanızı versin diyorduk ama şimdi onun yerine Allah basiretinizi açsın diyorum. Allah göremediklerini görmeyi nasip etsin. Çünkü vatan bir tane, bu vatanı da korumak bizim görevimiz. Artık bu vatanı AK Partinin koruyamayacağını herkesin bilmesi lazım. Bugün ülkede beka sorunu var diyen bir hükümet bu sorunu hiçbir zaman çözemez. Artık insanımızın bunu görmesi lazım. Mücadelemiz sonuna kadar devam ediyor, bundan sonra da edecek. İYİ Parti Ordu il başkanı olarak 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrasında ilimiz ve ülkemiz adına bir değerlendirme yapar mısınız?  Hedefe kilitli bir yönetim olmamıza rağmen önümüz kilitli kaldı. Genel merkez tarafından üstümüzde baskı kuruldu. Hep sesimiz kısıldı, susturulduk. Son toplantıda genel başkanımız şartların öyle gerektiğini söyledi. İ.Naim Şahin beyin adaylığı konusunda hayatımda ilk kez geri adım atmak zorunda kaldım. Bu benim için çok züldü. Partinin geleceği adına bunu yapmak zorunda bırakıldım. Artık partimiz çok güçlendi. Hiçbir kimseye diyet borcumuz kalmadı, bunu fazlasıyla ödedik dedi. Bundan sonra bizim huzurumuzu bozmaya kalkanlara gereğini fazlasıyla yaparız demesi bana keyif verdi. Genel başkanımız partimizi ülke genelinde çok iyi görüyor. Bu şartlarda bundan fazlasını yapmak çok zordu. Bizi içlerine çekmeye çalıştıkları süreç çok zorlu bir süreçti. Bu zorluklara rağmen bu mucizeyi göstermek bile mucizeydi olduğunu söyledi. Ordu konusunda ise nereye gideceğimiz belli değildi. O kadar istekten sonra bu mücadeleye devam etmek bizim açımızdan çok zor oldu. Vicdanen rahatsız mısınız derseniz zerre kadar, toz parçası kadar rahatsızlığım yok. Şahsım ve yakınımdakiler verdiğimiz mücadeleyi biliyor. Gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Bu konuda atabileceğim her adımı attım. Genel merkezimizin içerisindeki birkaç kişi yüzünden gelinen süreci hepimiz biliyoruz. 31 Mart 2019 yerel seçimler sonrasında İYİ Parti iddialı olduğu illerde başarı gösteremediğini gördük, bu konuda neler söylemek istersiniz? Adayların oluşum sırasında hatalar yapıldığını görüyoruz. Aday belirleme sırasında genel merkez içerisinde bazı parazitlerin olduğunu gördük. Bazı illerde çok güçlü adaylar varken, genel merkezdeki bazı kişilerin seçim kazanacak kişilerin önüne takoz koyduklarını gördük. İşin özeti İYİ Partinin aday belirleme konusunda gözle görülür hatalar yapıklarını düşünüyorum. İYİ Partinin yerel seçimlerdeki en büyük hatası aday belirleme süreci ve CHP nin etkisi altında kalması olarak görüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi ile yapılan ittifaklar öncesinde gerek aday belirleme, gerekse encümen belirleme esnalarında CHP lilerin tutumlarını hepimiz açık seçik gördük. Bizlerin görüşleri alınmadan gümrükten mal kaçırırcasına adaylar belirlendi. Onların erken aday belirleme süreçleri içerisinde bizler dar alanlarda kaldık. Bana göre siyasi yapısı incelenmeden, etnik yapısı incelenmeden adaylar belirlendi. Bazı iller bu nedenle göz göre göre kaybedildi. Bundan sonraki süreçte adaylar konusunda daha hassas olmamız gerektiğini bir kez daha gördük. Bizde adaylarımızı sahadan çekmeyeceğiz. Direnmeyse direnme. Bundan sonraki süreçte tüm partilerle mücadelemiz devam edecek. Bu sürecin galibi CHP gözüküyor ama büyük faktörü İYİ Parti. Türkiye´de taşları yerinden oynatan İYİ Parti oldu. İYİ Parti gündeme geldiği günden beri Türkiye´nin siyasi yapısı değişti. Siyasete güzellik geldi. İYİ Parti bana göre Türkiye´nin olmazsa olmazı olarak Türk siyasetine uzun süre hizmet edecek olan bir parti olarak kalacaktır. Bu vesile ile tüm İslam aleminin berat kandilini kutluyor barış ve huzur getirmesini yüce Mevladan temenni ediyorum.

Editör: TE Bilisim