Tarihte Anadolu topraklarında 600 civarında deprem olduğu biliniyor. Deprem bu kadim coğrafyanın gerçeği ve kaderi nokta başka bir gerçek de, depreme her türlü hazırlıklı olmaktır 6 Şubat 2023'te 10 ilimizde meydana gelen yer sarsıntısı, tarihimizin en büyük facialarından biri oldu. Türkiye'nin yüreği yandı, içimiz acıdı. Bu kadar acı arasında gördük ki ne kadar güzel gönüllü bir milletiz. Şunu da hemen kaydedelim ki, dünyada bizim kadar dilinde, kültüründe Gönül kelimesi yer alan, yaşayan başka bir millet yoktur. İnsanımızın iyilikte, her şeyi paylaşmasında yarışması ne kadar güzeldir, ne büyük bir erdemdir. Biz biliriz ki her iyilikte bir sadakadır. Bölüşülmeyen ekmek tatsız, paylaşılmayan mutluluk yarımdır. Her dinden, milletten, düşünceden olursanız olun her şeyden önce iyi insan olabilmek önemlidir. Enkaz altındaki insanlarımızı kurtarma çalışmaları esnasında bir şey de dikkatimi çekti. Yıkıntıların arasından kurtulan çocuklar genelde hep annelerini arıyorlardı. Bir defa daha şahit olduk ki anneler hep önde gelir. Onların şefkatine, merhametine, her türlü duygusal yoğunluğuna hiç kimse erişemez.
Bir gerçeği daha üzülerek tanık olduk ki toplumdaki yıllardır süren siyasal kutuplaşma, bu büyük felakette bile kendini hissettiriyordu. Allah rızası için, çocuklarımızın, ülkemizin geleceği için, bu açmazdan, bu kabustan kurtulmaya hep birlikte çaba sarf edelim. Bunun savaşını ruhumuzla, zihnimiz de, pratiğimizle verelim. Ayrıca siyasi rant devşirme amaçları da çok çirkin kaçıyor. Bu felaket içinde ve sonrasında ne öyküler yaşandı bir gün yaşanacak ne hayat çizgileri olacak. Düşünün ki insanlar, 5 Şubat'ı 6 Şubat'a bağlayan gece varlıklı yattılar, 6 Şubat günü varlıklarını, geleceklerini, sevdiklerini, geçmişlerini, ailelerini, hayallerini ya da hayatlarını kaybettiler. Geride kalan uzun süre bu büyük sarsıntının psikolojisini yıkıcı etkileri yaşanacak nokta Rabbim yardımcımız olsun. Pandemi de kendimiz ile hesaplaştık, bugünlerde de kendimizi sorgulamalıyız nokta ne gereksiz şeylerle meşgul oluyor Bir gün ne gereksiz nesnelere değer veriyoruz. Aslında bizim için hayattan nelerin daha değerli olduğunun farkına varıyoruz. Sonra bu gerçeklerden, yine uzaklaşacağız, eskiye dönecek gaflet içine dalacağız. İnsan bu...
Yıllarca öğretmenlik yapmış emekli bir kişi olarak bazı konuların uzmanı değilim ama ülkemi milletimi çok seven biri olarak, bazı konularda kalemimi oynatmak isterim. Her şey eğitimle başlar. Okul öncesi ve ilköğretim kademelerinde tüm çocuklarımıza doğru olmayı bir gün insan sevmeyi bir gün ahlaklı olmayı, yalandan kaçınmayı, hukuka uymayı, bilime önem vermeyi, her şartta gerçekleri söylemeyi ağırlıklı bir program olarak vermeliyiz. Bir ülkede ahlaki yozlaşma olduğundan yakınma varsa, hukuka uymakta sorunlar yaşanıyorsa, bilime gereken değer verilmiyorsa, liyakat önemli değilse, sorunlar, felaketler, buhranlar bizi kuşatır. Takıldığın bir noktada, yardımlar yapılırken, reklamdan, gösterişten kaçınmak gerekir.
Bu ülkede bir sürü doğal afetler oluyor ne yazık ki bir süre sonra unutuluyor kader deyip geçiyor gerçekleri dersleri almıyoruz. AFAD, 2020'de bugün felaket yaşadığımız bölgede deprem uyarısı yapmış maalesef uyulmamış. Bir ülke düşünün ki devamlı imar affı çıkarılmış, toplum nasıl olsa af çıkar beklentilerine sokulmuştur. Şunu hemen belirteyim ki bu felaketten az çok toplumun tüm kesimleri sorumludur. Hani derler ya düşen bir çığın verdiği zarardan çığ oluşturan her kar tanesi sorumludur. Devamlı imar affı bekleyen bir gün hasarlı binasına makyaj yapan bina alırken estetiğine bakıp sağlamlığına bakmayan eksik malzemeye göz yuman, 3 kuruşun hesabını yapan, kaderi yanlışlayan hepimiz sorumluyuz. Bu ülkede müteahhit sayısı, 350 milyonluk ABD ülkesinden daha fazladır. Dünyada Çin'den sonra ikinciyiz. İlginç değil mi? Son 20 yılda inşaata 1 trilyon dolar harcamışız. Bu felaketten sorumluları kesinlikle ortaya çıkarılmalı, birkaç günah keçisi ile geçiştirilmemeli, kamu vicdanı rahatlatılmalıdır.
Sözü çok uzatmaya gerek yok nokta inşaatlar yapılırken nelere dikkat edilecek, denetimler nasıl yapılacak bir gül bu alanlarda hukuka bilime uymayanlar hangi sıkı mevzuat ile karşı karşıya gelecekler net olarak bilinmelidir. Önemli olan pratiktir. Bu felaket sonrası tekrar eskilere dönmek ahmaklıktır, akıl dışıdır, ahlaksızlıktır vatan hainliğidir. Her güçlükten sonra mutlaka bir ferahlık vardır. Rabbim sen bizim akdetmemizi sağla Birgül bize acı. Sen acıyanların en hayırlısısın.