Trafik sigortası primleri ile ilgili tartışmalar sürüyor. Gürdallar Sigorta Acentesi sahibi Aydın Gürdal, trafik sigortalarındaki primlerin artmasıyla acentelerin adeta günah keçisi ilan edildiğini söyledi. Sigorta primlerinde yaşanan artıştan acentelerin sorumlu olmadığını söyleyen Gürdal, , sigorta şirketlerinin zararı söz konusu olduğundan acentelerin aldığı primlerden de yüksek rakamlarda kesinti yaptıklarını ifade etti. Bizimde kazancımızdan fiyat kırılıyor Gürdal, ?Fiyat tarifesinin artmasının sebebi sigorta şirketlerinin bu işten zarar ediyor olmasıdır. Komisyon, kar demektir. Sigorta şirketleri ve acenteler komisyon alırlar. Dolaysıyla eğer kar yoksa ticaretinde anlamı ve mantığı yoktur. Rakamları söyleyince anlaşılacak ki, bu fiyat artışı bir günde durup dururken kendiliğinden olmuş değildir. Özellikle 2008´den bu yana anlaşmalı tutanağa geçildikten sonra trafik sigortalarında alkollü kazalarda inanılmaz derecede düşüş var. Ehliyetsiz kaza neredeyse yok. Bu nedenle burada akıla gelen bir yöntem var. Ya insanlar alkolü bıraktı, herkes kurallara çok dikkat ediyor ve kaza yapmıyorlar ya da alkollü ve ehliyetsiz kaza yapılıyor, bunlar bir şekilde anlaşmalı tutanak sayesinde farklı yöntemlerle tanzim ediliyor. Türkiye´de yaklaşık 64 tane sigorta şirketi var. Bunun kırk tanesi trafik kaza sigortası yapmaya haiz şirketler. Bunların yüzde seksen beşi yabancı şirket ortaklığında ya da yabancı şirket tarafından pazarda işlem görmektedir. Yabancı şirketler Türkiye´ye gelirken büyük bir pazar olduğunu görerek geldiler. Özelleştirme furyasında büyük rakamlarla sigorta şirketleri ya ortak ya da direkt olarak yabancı sermeyenin eline geçti. Avrupalı ve Amerikalı sigorta şirketlerindeki birinci kural ticari kardır. Vatandaşın ödeme gücünün olup olmadığı, Türkiye´deki araçların neredeyse bir sigorta pirimi kadar edip etmediğiyle pek ilgilenmez. Mantık, girdi ve çıktı hesabına göre yapılır. Kazaya ödediği paraya, piyasadan topladığı prime bakar ve eğer zarar söz konusu ise bu işin telafisinin tek yöntemi de acentenin kazancından fiyat kırmaktır? dedi. Usulsüzlüklere göz yumuluyor Trafik sigortalarında anlaşmaya rağmen bazı usulsüzlüklere göz yumulduğunu belirten Aydın Gürdal, şöyle konuştu, ?Türkiye´de bir ya da iki memur maaşına satılıp alınabilen araç sayısı Avrupa´nın hiçbir ülkesinde yoktur. Piyasaya baktığınızda on bin liranın altında işlem gören araç sayısı oldukça fazladır. Bu aracı kullanan kişilerde çok titiz ve çokta kurallara uygun şekilde araçlarını kullanmamaktadır. Netice itibariyle aracın değeriyle, şoförün titizliği ve dikkati birbirine bağlıdır. O yüzden medyada sigorta pirimi karşılığı satılık araç diye görürüz. Sigorta priminin yüksek olduğu kadar o tür araçların hala trafikte nasıl gezdirildiğinin de aslında sorulması gereken başka bir husustur. Eğer Türkiye bu işi çözmek istiyorsa yapması gereken şey bellidir. Kanun çıktı çıkacak gibi ifadelerle vatandaşı da beklentiye sokacak uzantılı bir duruma gerek yok. Vatandaşımızın anlayacağı dilde hükümetin bu sorunu çözmeye niyeti varsa yapması gereken tek şey, bir sigorta şirketi kurup, piyasaya girip rekabet etmesidir. Ya da serbest fiyat tarifesinden vazgeçip daha önceden olduğu gibi sabit fiyatlarla bu işi kanuna bağlamasıdır. Maalesef işleyişin tersliğinde birinci derecede sorumlu olarak acenteler gözükmektedir. Bu durum araç sahipleri tarafından da böyle gözüküyor. Zaman zaman şirketler tarafından da böyle gösteriliyoruz. Bir acente sahibi olarak asıl itiraz ettiğim hususta budur. Yaklaşık 23 yıldır bu sektörün içerisindeyim. Gürdallar sigorta olarak faaliyet gösteriyoruz. Ordu´da fiziki ve teknik personel noktasında şartlara bakıldığında acentelerin oldukça yeterli düzeyde oldukları gözükmektedir. Ordu´daki acentelerin gerek fiziki şartları gerekse teknik personel kapasitesi açısından Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Hizmet kalitesi de çok yüksektir. Sigorta şirketleri Pazar payını kaybetmemek için bize ödedikleri komisyonlardan inanılmaz derecede düşüş yaptılar. Böylece biz kazancımızdan olduğumuz gibi araç sahipleri gözünde de bu işi düzeltmeyen insan ya da yetkili pozisyonunda kaldık. Bu çarpık anlaşılmanın düzelmesi lazım. Fiyatların artıyor olmasından acenteler memnun değildir. Çünkü bir acente sabit tarifeyle bir müşteriyi beş dakikada acentesinden uğurlayabilir. Ama serbest tarifeye geçtikten sonra araç sahipleri iyi bilir ki, neredeyse yirmiye yakın şirketten ortalama bir araç için fiyat alınır. Bu konuda değişik yöntemler kullanılır. Bazen legal bazen de illegal yöntemler kullanılır. Bunu herkes bilir. Ama bu hukuki değildir. Maalesef herkes göz yumar. Bir kişiye fiyat vermek için teknik personel ortalama yarım saatini ayırmak zorundadır. Çünkü 15-20 sigorta şirketinden fiyat alması gerekir. Sonuç olumsuz olur ve müşteri size sigorta yaptırmazsa o yarım saatiniz boşa gitmiştir demektir. O teknik personelin maliyeti o derece artmıştır. Komisyon alımlarıyla acentelerin bu işi yürütme şanları yoktur. Fiyatların artışında araç sahipleri kendilerini kontrol etmek zorundadır.? En az karla çalışan sektörüz Türkiye´de en az kar payıyla çalışan sektör olduklarının altını çizen Gürdal, vatandaşlarla yaşanan problemleri ve sigorta işlemlerinde görünenlerin arka planını şu ifadeleriyle anlattı, ?Elektrik faturasındaki kaçak elektrik bedelini niye ödediğini sorgulamayan ya da sorgulayıp da cevap alamayan vatandaşın ?kaza yapmadığım halde benim sigorta primim kaza yapanlar yüzünden niye artıyor´ diye sorgulaması enteresan gelmektedir. Kaza yapanların sigorta primlerinin ortalaması kaza yapmayanlarınkine yansıtılmaktadır. Bu doğru ve ahlakide değildir. Bunu kabul ediyorum ama bu anlamda sigorta şirketlerinin yapabileceği bir şeyde yoktur. Fiyatlar suiistimaller ve kazalardaki anlaşmalarda yapılan usulsüzlükler yüzünden bir miktar artmıştır. Kazalarda meydana gelen ölüm sigortalarının ödenmesi trafik sigortalarının üzerindedir. Dolaysıyla Türkiye´de her gün ölümlü kaza olmaktadır. Tüm bunları eklediğimizde topladığımız primle ödediğimiz tazminat arasındaki fark ya kardır ya da zarardır. Ama genellikle Türkiye´de zarardır. Bunu ben şirketleri koruma adına söylemiyorum. Hem sigorta şirketleri hem de vatandaşlar açısından acenteler, günah keçisi seçilmiştir. Bu da doğru değildir. Buna acenteci arkadaşlarımızın da önümüzdeki günlerde bir reaksiyon göstereceklerini umuyorum. Türkiye´de en az karla çalışan sektör, sigortacılık sektörüdür. Bunu her platformda herkesle tartışmaya hazırım. Türkiye´de yüzde bir kar payıyla kimin çalıştığını ben merak ediyorum. Dolaysıyla acenteci arkadaşlarımızın üzerindeki bu töhmet kaldırılmalıdır. Biz fiyatların artışından memnun değiliz. Hatta şikâyetçiyiz de.?