Milli eğitim bakanlığı yeni müfredat taslağını kamuoyu ile paylaştı. “Türkiye Yüzyılın Maarif Modeli“ başlığı ile toplam bin sayfalık bir taslak ortaya kondu. Ülkemizde son yıllarda devamlı eğitimde bakanlar, programlar değişti. Önemli olan taslağı muhtevası kadar, uygulanması, sonuç vermesi, niyetlerin güzel, hedeflerin tutarlı olmasıdır. Şüphesiz ki eğitimin temel görevi, devleti yaşatmak, topluma uyumlu, sağlam karakterli, her sahada kaliteli üretim yapan vatandaşlar yetiştirmektir. Bilinmelidir ki eğitimin bir diğer önemli görevi de düşünmeyi öğrenmektir. 

Yaşadığımız çağda bağımsızlığımıza, ülkemize, temel değerlerimize öncelik verecek, koruyacak koşullara ihtiyaç vardır. Bu bir beka konusudur. İnsan sermayemizi ve kalitemizi esas almalıyız. Türkiye’nin eğitim ile ilgili müfredat taslakları iki esası gözden kaçırmamalıdır. Birincisi çağımızın tüm gereklerine uyacak bir sistem ve bireyler esastır. İkincisi milletimizin her türlü ihtiyaçlarına, sorunlarına cevap üretebilmelidir. 

Tüm eğitim kadrosu özel seçilmeli, özel eğitilmelidir. Özlük hakları da ayrı bir şekilde değerlendirilmelidir. Eğitimin asıl omurgası en önemli unsurları, eğitimin tüm personelidir ve iyi planlamalarıdır. Tüm yerli ve yabancı araştırmalara göre: dünya ölçeklerinde eğitimde sıramız bizi memnun etmiyor. Bu zamana kadar geçen süreçte görülmüştür ki ezberci bir eğitim sistemi baskındır. Bilgileri ezberlemek kolaycılıktır. Fazla zekaya gerek yoktur ama sonuçta eğitim yok olur, Çağımız dünyasının sonuç alamazsınız. Burada esas bilgiden ziyade kavramları kullanmayı öğrenmektir. Ezberci eğitim ile çok şey biliyor olabilirsiniz ama anlama, sorgulama, tartışma ve düşünmenin neresindesiniz? Okuduğumuz bile anlamıyoruz. 

Gençlerimize bilim, teknoloji, sanat, ahlak, hukuku önceleyen hedefler göstermeliyiz. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki maalesef eğitim sistemimiz özellikle yukarı kademede yeterli beceriyi kazandıramıyor. Üniversite eğitimimiz, insan kalitesini yeterince düzeltemiyor. Bakanlığın yeni hazırladığı taslağı bilmem ama şu hesaplanmıştır ki, Türkiye önümüzdeki yıllarda PISA sonuçlarında ortalama 25 puan artış sağlamayı başarabilirse, kadrolarımız hayat boyunca ülkemize fazladan 3.5 Trilyon dolar ekonomik değer sağlayacaktır. 

İlginç bir örnektir ki Singapur bir ara PISA Ölçeklerinde birkaç alanda ileriydi. Nedeni eğitim kadrosu çok çok kaliteliydi, ikincisi öğrenci başına harcanan para OECD ülkeler üçüncüsü eğitim sistemleri her alanda bireyleri, yaratıcı düşünce, serbest karar alma, sosyal kültürel yönden gelişim ve özgüven kazandırmaya dönük hazırlamışlardı. Herkes biliyor ki eğitimli iş gücü, ileri teknoloji, yüksek kaliteli ürünler üretimi önemlidir. Bilim teknoloji, dışa açılma, rekabete girme, çağdaş eğitim, yaratıcı hür düşünce, modern üniversiteliler, dinamiklerimiz olmalıdır. Bize yakışan büyük hayaller, hedeflerdir. Başak güç, dünya efendisi, mutlu olmanın yolu budur.